Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3803 Esas 2021/2881 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3803 Esas 2021/2881 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/3803
Karar No : 2021/2881
Karar Tarihi : 17/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3803 Esas 2021/2881 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/3803 E.  ,  2021/2881 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, 05.10.2012 tarihinde, müvekkillerinin oğlu ... idaresindeki davalılardan ..."e ait tescilsiz ve plakasız motosikletle, diğer davalıların işleten, sürücü ve trafik sigortacısı oldukları motosikletin çarpışması sonucu, ... vefat ettiğini belirterek, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı gerçek kişilerden, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 49.803,76 TL. olarak talebini ıslah etmiş, 21.10.2015 tarihli dilekçe ile talebini 64.572,35 TL olarak ıslah ederek harcını yatırmıştır.
    Davalı ... ve sigorta şirketi vekili, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı baba ... için 30.897,88 TL, davacı anne Canan için 29.292,40 TL destekten yoksun kalma tazminatının
    kaza tarihi olan 05.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, (bu tahsilat yapılırken sigorta şirketi açısından yapılacak tahsilatlarda faiz başlangıcı 13.05.2013 olup poliçe limitiyle sorumludur.), davacı ... ve ... için ayrı ayrı 14.000,00"er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, ..."e karşı açılan manevi tazminat davasının reddin karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... Vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun araştırma yapılıp karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin inceleme yapılmasının mümkün olmamasına göre; davalı ... vekilinin tüm itirazlarının temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    2-Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan ıslah dilekçesi 05/10/2015 tarihli hesap raporuna göre yapılmış olup, uyulmasına karar verilen bozma ilamımızda maddi hata sonucu 08.02.2016 tarihli rapora göre davacı vekili tarafından maddi tazminat talepleri ıslah edilmiş ve süresinde ıslah harcı da yatırıldığı belirtilmiştir. Mahkemece de bozma sonrası verilen kararda 08/02/2016 tarihli raporda hesaplanan tazminat bedellerine hükmedilmiş ise de hüküm kurmaya elverişli ve dosya kapsamına uygun olan 05/10/2015 tarihli rapora göre sunulan ıslah dilekçesine göre hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    3-BK"nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun
    etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
    Yukarıda belirtilen hususlar ve olay tarihi, tarafların kusur durumları gibi hususlar da dikkate alındığında, davacılar için bozma sonrası takdir edilen manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    4-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 5.869,83 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına 17/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara