Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/289 Esas 2021/1027 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/289 Esas 2021/1027 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/289
Karar No : 2021/1027
Karar Tarihi : 09/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/289 Esas 2021/1027 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/289 E.  ,  2021/1027 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın 22.07.2015 tarihinde karıştığı çift taraflı trafik kazasında sigortalı araçta yolcu olarak bulunan araç işleteni ..."nun kaza nedeniyle 31.07.2015 tarihinde vefat ettiğini, ..."nun vefatı nedeniyle müvekkillerinin destekten yoksun kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla müteveffanın eşi ... için 2.500 TL ve kızı için 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesi ile talebini ... için 125.725,23 TL, davacı ... için 17.570,56 TL‘ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davacıların müracatının alacaklı ve borçlu sıftanın birleşmesi nedeniyle reddedildiğini, müteveffanın kendi kusuru ile vefat ettiğini bu nedenle davacıların destekten yoksun kalan 3. kişi olamayacağının, sürücünün alkollü olması nedeniyle talebin rücuya tabi olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile davacı ... için 125.725,23 TL, davacı ... için 17.570,56 TL destekten yoksun kalma tazminatlarının 11/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili ile davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacılar vekilinin İstinaf başvurusunun kabulü ile hükmün vekalet ücretine yönelik kısmı düzeltilerek karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK"ya eklenen EK-Madde 1"de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2019 yılı için 58.800,00 TL’dir.
    Temyize konu kararda, davacı ... için 125.725,23 TL, davacı ... için 17.570,56 TL maddi tazminat hükmedilmiş olup karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden davalı bakımından kesin niteliktedir.
    Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1/6/1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı vekilinin davacı ... yönünden sunduğu temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- İlk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davalı vekili ile davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı vekilinin davacı ... yönünden sunduğu aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-6098 sayılı Borçlar Yasasının, "Tazminatın belirlenmesi" üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.
    Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52.maddesinde (Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. "Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı" yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.
    Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418) Buna göre, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olması aranmaktadır.
    Somut olayda; kaza tespit tutanağına göre, davalının trafik sigortacısı olduğu desteğin ise yolcu konumunda bulunduğu araç sürücüsünün alkollü olduğunun tespit edildiği ve sürücünün tam kusuru ile çift taraflı trafik kazası meydana geldiği belirtilmiştir. Davalı tarafça müterafik kusura yönelik itirazda bulunulmuş ancak mahkemece, davalının bu yönlü savunması dikkate alınmayarak kusur indirimi yapılmaksızın hesaplanan tazminat hüküm altına alınmıştır. Eksik inceleme ile karar verilemez. Bu durumda mahkemece, yolcu konumunda bulunan desteğin sürücünün alkollü olduğu araçta bulunması halinin, somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisinin hakim tarafından değerlendirilerek, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranda müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiş olup Bölge Adliye Mahkemesi’nce de davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi’nin davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davacı ... yönünden sunduğu temyiz itirazlarının hükmün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davacı ... yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının’ ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 09/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara