Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2731 Esas 2021/2514 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2731 Esas 2021/2514 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/2731
Karar No : 2021/2514
Karar Tarihi : 10/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2731 Esas 2021/2514 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/2731 E.  ,  2021/2514 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün temyiz isteminin reddine dair ek kararın süresi içinde davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü
    -K A R A R-
    Davacı vekili; müvekkilinin ... plakalı aracının davalı şirkete kaskolu olduğunu, 24/08/2013 tarihinde başka bir araç ile karıştığı trafik kazasında ağır hasar aldığını, hasarın ödenmesi için davalı şirkete 26/08/2013 tarihinde başvurulduğunu, davalı ... nezdinde açılan hasar dosyasından ve yapılan eksper incelemesinden sonra davalı tarafça ödeme yapılmayacağının müvekkiline bildirildiğini, bu nedenle her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla araç hasar bedeli olan 21.276,24 TL hasar bedelinin 04/09/2013 (temerrüt tarihi) tarihinden işleyecek avans faizi ile 7 günlük araç kiralama bedeli olan 962,50 TL"nin (7 günlük araç kiralama bedelinin ödeme günü olan 30/09/2013 tarihindeki TL karşılığının) 30/09/2013 tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak iddia, savunma, tüm bilgi ve belgeler ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile 20.948,14 TL araç hasar bedelinin 04.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 420,00 TL araç kiralama bedelinin de dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili
    ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; söz konusu hüküm davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiş, temyiz isteminin süresinde olmadığı gerekçesiyle ek kararla davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiş, davalı vekilince ek karar temyiz edilmiştir.
    1-Davalı vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Dosyaya davalı tarafça sunulan vekalate göre davalının vekili Av. ... olup duruşmalara da Av. ... katılmıştır. Ancak gerekçeli karar dosyada vekaleti bulunmayan ve davalı vekili olmayan Av. ... tebliğ edilmiştir. Dolayısıyla davalı vekili ..."a gerekçeli karar usulüne uygun olarak tebliğ edimediğinden ek kararla temyiz isteminin reddi kararı isabetli olmayıp ek kararın bozulması gerekmiştir.
    Davalı vekilinin kök karara yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    2-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin inceleme yapılmasının mümkün olmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Uyulmasına karar verilen bozma ilamımızda "davacı vekili aracı kullanan davacının oğlu dava dışı Çağlar Karakaya"nın korku ve panikle olay yerinden ayrılmak zorunda kaldığını, araç üzerinde anahtarını ve kimliklerini bıraktığını, olay yerinden 100-150 metre uzaklıktaki lastikçi işletmesine girdiğini ileri sürmüş, alkollü olduğu iddialarını kabul etmemiştir. Sigortalı davacının sürücüsünün olay saatinden 10 saat 50 dakika sonra yapılan muayenesinde de de alkolsüz olduğu, söz konusu 0 promil değerinin kişinin olay anındaki alkol durumunu göstermeyeceği, alkolün vücuttan atılarak sıfır düzeyine inmesinden mi kişinin alkolsüz olmasından mı kaynaklandığı tespit edilememiştir.
    Davacının aracını kullanan sürücünün beyanları dikkate alınarak mahkemece davacının sürücüsünün olay yerinden ayrılmasının kasko genel şartları kapsamında teminat dışı olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak hüküm verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma sonrası mahkecemece araç sürücüsünün eyleminin Kasko Genel Şartlar A.5.10. maddesi zorunlu hallerden, can güvenliği nedeni ile korku ve panik ile uzaklaşma şeklinde değerlendirildiği ve teminat dışı bir hal olmadığı bu nedenle davacının hasar bedelini talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kasko sigortalı araç sürücüsünün kazadan sonra olay yerini terk etmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve kaza yerinin terki nedeniyle kazada oluşan hasarın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Mal sigortaları türünden olan kasko sigortasının teminat kapsamını belirleyen KSGŞ A/1 maddesine göre; gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütününün sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
    Olay tarihinde geçerli olan KSGŞ"nın A.5.10. maddesinde, "zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bentlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılma" denilmek suretiyle, maddede ifade olunan haller ile benzer haller dışında olay yerini terkin, zararın teminat dışı olmasına yol açacağı kabul edilmiştir.
    Somut olaya bakıldığında; 04/08/2013 tarihinde saat 20:45"de trafik kazasının meydana geldiği; davacının oğlu sürücü Çağlar Karakaya karşı araca doğru gitmek için yöneldiğini, şahısların kalabalık olduğunu görünce olay yerinde herhangi bir arbedenin yaşanabileceğini düşündüğünü ve aracı olay yerinde bırakarak Manavgat istikametine doğru yöneldiğini, araç üzerinde anahtarını ve kimliklerini bıraktığını, olay yerinden 100-150 metre uzaklıktaki lastikçi işletmesine girdiğini, elini yüzünü yıkadıktan sonra 2-3 saat yürüyerek Manavgat"taki evine geldiği yönündeki beyanı ve sürücünün yaralanmadığı da göz önüne alındığında KSGŞ"nın A.5.10. maddesi anlamında zorunlu hal değildir.
    Taraflar arasında güven ve iyiniyet esasına dayanan sigorta sözleşmelerinde, gerek sigortalının gerekse sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyiniyetle hareket etmesi; rizikonun gerçekleşmesinden sonra doğru ihbar yükümlülüğü altında bulunan sigortalının, bu yükümlülüğüne uyup uymadığının saptanmasında da bu ilkenin gözönünde tutulması gerekir.
    Bu itibarla da, somut olayın özellikleri gereği, davalıya ait araç sürücüsünün kaza anında alkollü olmadığı ve zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığını ispat yükünün, davacı sigortalıya ait olup dosyadaki mevcut deliller ile de hasarın teminat kapsamında kaldığı ispatlanamamıştır. Bu durumda açılan davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin kabulü ile ek kararın KALDIRILMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara