Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2189 Esas 2021/1978 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2189 Esas 2021/1978 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/2189
Karar No : 2021/1978
Karar Tarihi : 25/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2189 Esas 2021/1978 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/2189 E.  ,  2021/1978 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : .... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair mahkeme kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair verilen kararın Yargıtayca incelenmesi, süresi içinde davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı ... vekili, davalıların murisi ...’nin, maliki ve sürücüsü olduğu traktör ile seyri halinde iken traktörün devrilmesi sonucu gerçekleşen kazada öldüğünü, müvekkilince, desteğin geride kalan hak sahiplerine (davalılara)ödeme yapıldığını, ödenen tazminatın Sigortacılık Kanununun 14. maddesi ve ... Yönetmeliği 16. ve 17. maddesi uyarınca rücu hakkı bulunduğunu, bu nedenle davalılar aleyhine rücuen tahsil amacı ile icra takibi başlatıldığını, davalılarca takibe itiraz edildiğini açıklayıp davalıların itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
    İlk Derece Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş; Bölge Adliye Mahkemesince; davalılar ... ve ..."nin zarar gören 3. kişi sıfatına dayanan destekten yoksun kalma tazminatı talebi nedeniyle, desteğinin kazadaki kusurunun davalılara yansıtılamayacağı, desteğin idaresindeki aracın
    zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunmadığından davacı ... Hesabının zarardan sorumlu olduğu, davacı tarafından ödeme yapılması sebebiyle davacının Hasan Köse mirasçısı olan davalılara rücu imkanının bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazası nedeni ile ödenen tazminatın rücuan tahsili amacı ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davalıların murisi ....’nin, maliki ve sürücüsü olduğu traktör ile seyri halinde iken traktörün devrilmesi sonucu gerçekleşen kazada öldüğünü, olayın meydana gelmesinde sürücü/malik ...’nin tam kusurlu olduğunu, traktörün kaza tarihinde geçerli zorunlu mali sorumluluk bulunmadığından desteğin geride kalan hak sahipleri olan davalılar tarafından müvekkili aleyhine sigorta tahkim komisyonuna destekten yoksun kalma tazminat talebi ile başvuru yapıldığını, yapılan başvuruda hakem heyetince, desteğin babası (davalı) ... için 31.295,00 TL, annesi (davalı) ... için 43.089,00 TL’nin müvekkili .... Hesabından tahsiline karar verildiğini, kararın icra takibine konulması üzerine müvekkilince icra dosyasına toplam 101.001,98 TL ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemelerin 5684 Sayılı sigortacılık Kanununun 14. maddesi ve ... Yönetmeliğinin 16. ve 17. maddeleri uyarınca rücu hakkı bulunduğunu, zarara neden olan aracın maliki ve sürücüsüne rücu hakkının bulunduğunu, aracın malikinin/sürücünün ölmesi nedeni ile davalıların mirasçı sıfatı ile yapılan bu ödemeden dolayı sorumlu olduklarını, bu nedenle davalılar aleyhine rücuan tahsil amacı ile icra takibi başlatıldığını, anılan takibe davalılarca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu açıklayıp itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar vekili, davacının müvekkillerine rücu hakkının bulunmadığını, kaldı ki murisin borca batıklığı sebebi ile TMK’nın 605/2. maddesi uyarınca mirası reddettiklerini ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.
    Aracın ruhsat kaydına göre, kazaya karışan aracın kayıt maliki ...dir.
    Kolluk tarafından tutulan tutanakta, 12.02.2016 günü ....’nin sevk ve idaresindeki traktör ile seyir halinde iken traktörün devrilmesi ile sürücü ....’nin traktörün altında kalması ile sonuçlanan ölümlü trafik kazasının meydana geldiği tespit edilmiştir.
    Davalıların, zarara neden olan aracın maliki/sürücüsü olan ....’nin mirasçıları olduğu uyuşmazlık konusu değildir.
    Medyana gelen kaza sonucu desteğin ölümü nedeni ile davalılar ... ve ... tarafından, destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulmuş, hakem heyetince, davacıların destekten yoksun kalan 3. kişi sıfatı ile yaptıkları başvurunun kabulü ile ... için 31.295,00 TL, ... için 43.089,00 TL tazminatın Güvence Hesabından tahsiline karar verilmiş, anılan kararın icra takibine konulması üzerine ... tarafından icra takip dosyasına 101.001,98 TL ödenmiştir.
    Kazanın meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zaralar için Sigortacılık Kanununun 14.maddesi ve ... Yönetmeliğinin 9/b Maddesi gereğince; Güvence Hesabının hak sahiplerine ödeme yapmakla yükümlü olduğu düzenlenmiş, yine aynı yasa ve yönetmelikte .... Hesabının yaptığı ödemeler dolayısıyla, zarar sorumlularına karşı, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14.maddesi; ... Yönetmeliğinin 16.maddesi ve 17 maddesi uyarınca rücu hakkı bulunduğu düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeler ile Güvence Hesabının, yaptığı ödemeler için zarara neden olanlara yani aracın işletenine, sürücüsüne ve diğer sorumlulara rücu etme hakkı bulunmaktadır.
    Buna göre, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14.maddesi, ... Yönetmeliğinin 16. ve 17. maddeleri uyarınca davacının, ödediği tazminatı zarar sorumlusuna rücu hakkı bulunmakta olup somut olayda araç maliki ve sürücü olan Hasan Köse’nin vefat etmesi sebebi ile davalılar, zarar sorumlusu olan murisin mirasçısı sıfatı ile anılan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Destek alacaklısı kavramı ile mirasçı kavramları farklı olup, destekten yoksun kalma talepli davada davalılar mirasçı sıfatı ile değil 3. kişi sıfatı ile destekten yoksun kalma davasının tarafı olarak yer almakta iken eldeki bu davada, zarar sorumlusunun mirasçısı sıfatı ile yer almaktadırlar.
    Buna göre Bölge Adliye Mahkemesince, davacının davalılara rücu hakkının bulunduğu gözetilerek işin esasına girildikten sonra davalıların mirasın reddine ilişkin savunmalarının; davalıların mirasın reddi şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda terekenin aktif ve pasifi ile mirasçıların terekeyi sahiplenme anlamına gelecek hukuksal bir işlemde bulunup bulunmadıklarının araştırılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararının BOZULMASINA; dosyanın, bozma ilamı doğrultusunda karar verilmek üzere ... Asliye Hukuk Mahkemesine, karar örneğinin, ... Bölge Adliye Mahkemesi... Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 25/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara