Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3385 Esas 2020/2422 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3385 Esas 2020/2422 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/3385
Karar No : 2020/2422
Karar Tarihi : 02/03/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3385 Esas 2020/2422 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/3385 E.  ,  2020/2422 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, 17.09.2012 tarihinde, davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları aracın çarpması sonucu müvekkilinin yaralanarak tedavi gördüğünü, bir yıl okuluna devam edemediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar lehine ayrı ayrı 1.000,00 TL maddi, davacı ... için 30.000,00, davacı ... için 30.000,00 TL, davacı ... için 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile davacının ... yönelik davasının husumet yönünden reddine, davacı ..."un 15.514,91TL tazminatın olay gününden işleyecek yasal faizi ile (davalı ... için dava gününden faiz işletilmek ve poliçe limiti ile sınırlı ve sorumlu tutulmak kaydı ile) davalılar ..., ... Taşımacılık, ... ve ... Sigorta A.Ş den zincirleme olarak alınıp davacılara verilmesine, davacılar ... ve ... maddi tazminat istemlerinin kanıtlanamaması nedeniyle reddine, davacı ... için 25.000,00TL, davacı ... için 10.000,00TL ve ... için 10.000,00TL olmak üzere toplam 45.000,00TL manevi tazminata karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacılar vekilinin tüm, davalı İETT vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik zararı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54"te özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.
    Somut olayda davacı ... kaza tarihinde 15 yaşında lise öğrencisi olup hükme esas alınan Adli Tıp raporuna göre davacı küçüğün sürekli maluliyetinin olmadığı iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Hesap bilirkişisi tarafından küçük için kaza tarihinden itibaren 9 ay geçici işgöremezlik tazminatı hesabı yapılmış, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davacı ... bakımından 6.840,86 TL geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmiştir.
    Davacı çocuğun kaza tarihindeki yaşı itibariyle, kazanç getiren herhangi bir işte çalışması sözkonusu olamayacağına ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğine göre; davacı çocuk için hesaplanan geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmemesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    3-(6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça
    gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar yüksek olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 25,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... geri verilmesine 02/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara