Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2049 Esas 2020/1158 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2049 Esas 2020/1158 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/2049
Karar No : 2020/1158
Karar Tarihi : 24/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2049 Esas 2020/1158 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/2049 E.  ,  2020/1158 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkiline ait kasko sigortalı ...2012 model aracın meydana gelen kaza sonucunda ağır hasar görüp kullanılamaz hale geldiğini, kesin ekspertiz raporu ile hasar giderim tutarının 44.080,19 TL olduğunu, davalı sigortaya başvurduğunu fakat kendisine verilen yanıtta ""sürücü değişikliği yapılmış"" olduğundan bahisle bu istemi reddettiğini, bu sebeplerle zararın belirsiz kalması sebebi ile şimdilik 1.000,00 TL zararın olayın meydana geldiği tarihi itibariyle işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı ... tarafından müvekkiline tazminine, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiş, 03/09/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 24.280,00 TL arttırarak toplam 25.280,00 TL"ye çıkartmıştır.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı ve aynı araçta bulunan ..."ın ehliyetlerinin alkollü araç kullanmadan el konulmasından dolayı aracı kullananın davacının eşi...olmadığını, sürücünün ... sağ ön koltukta ise davacının oturduğunu, ..."ın kazadan sonra davacı tarafından olay mahalline çağrıldığını ve ambulansa sonradan haber edildiğinden hasarın teminat dışında kaldığından müvekkilinin işbu hasarı tazmin yükümlülüğünün bulunmadığından hasar miktarının bilirkişi tarafından belirlenmesini, haksız ve kötüniyetli davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ... ve arkadaşı ..."ın ehliyetsiz ve alkollü oldukları tespitleri karşısında davacının ehliyetsiz ve alkollü olması sebebiyle davalı şirketin ödeme yapmayacağı düşüncesiyle kaza yerinde olmayan eşini sürücü
    olarak göstermek suretiyle kazanın oluş şekli ve doğan zararı olduğu gibi ve doğru biçimde bildirme yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşılmış davalının da üzerine düşen kaza sonrası oluşan zararı ödeme yükümlülüğünden kaçınmasının edimlerinin karşılıklı yerine getirilmesi gerekliliği sebebiyle kasko sözleşmesi içeriğine uygun olduğu kanaatiyle ve davacının davasını ispatlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Olay tarihinde geçerli olan KSGŞ"nın A.5.10. maddesinde, "zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bentlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılma" denilmek suretiyle, maddede ifade olunan haller ile benzer haller dışında olay yerini terkin, zararın teminat dışı olmasına yol açacağı kabul edilmiştir.
    Yukarıda anılan kanun ve sigorta genel şartları gereği, kural olarak zararın teminat dışı olduğunu ispat yükü, davalı sigortacıda bulunsa da; somut olayın özellikleri ve bilhassa davacıya ait aracın sürücüsü olduğu iddia edilen ..."ın yaralanmadığı ve tek taraflı olarak yapılan kazada davacı ve dava dışı Özcan"ın alkollü ve ehliyetsiz olduklarının sabit olması, kazanın oluş biçimi ve meydana geldiği saat gözetildiğinde; sürücünün davacının eşi Halime olduğunun ispat yükünün, davacı sigortalıya geçtiğinin kabulü zorunlu olacaktır.
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacının doğru ihbar mükellefiyetini yerine getirmediğinden ispat yükü yer değiştirmiş olup rizikonun teminat içinde olduğunun ispat edilememiş olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 25,20 TL kalan onama harcının davacıdan alınmasına, 24/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara