Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1156 Esas 2021/2429 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1156 Esas 2021/2429 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/1156
Karar No : 2021/2429
Karar Tarihi : 09/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1156 Esas 2021/2429 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/1156 E.  ,  2021/2429 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun alacaklarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazını diğer davalıya devrettiğini belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline talep etmiştir.
    Mahkemenin, davanın kabulüne ilişkin kararı, Dairemizin 24.11.2015 tarih Esas 2014 4375 Esas 2015/12653 Karar sayılı ilamı ile tasarrufun iptali davalarında alacaklıya alacağını tahsil imkanı sağlanırken, alacaklının alacağının şeklen varlığı değil gerçekleğinin de amaçlandığını gözardı edilmemesi gerektiği, somut olayda, takip konusu senedin 22.03.2012 tarihinde düzenlendiği, takibe konu alacağın 411.476,71 TL olduğu, davacı alacaklı Nesibe’nin, borçlu ... nişanlısının annesi olduğu ve paranın kuyumcu olan borçluya elden verildiği iddia edilirken, davalı üçüncü kişi ..., alacağın gerçek olmadığını senedin sonradan düzenlendiğini ileri sürdüğü, öte yandan, dosya kapsamından borçlu ve taşınmazın ilk maliki babası arasında bu taşınmazın satışı ile ilgili olarak arasında husumet olduğu, karşılıklı olarak sürekli uyuşmazlık içinde bulunduklarının da sabit olduğu, bu durumda, mahkemece kuyumcu olan borçlunun ticari defterlerinde senedin düzenlendiği tarihte bu miktar bir para girişi olup olmadığı, alacağın gerçek olup olmadığı
    araştırılarak toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
    1. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve bozmaya uygun olarak karar verilmiş bulunmasına ve muvazaa iddiasının hertürlü delil ile ispatlanmasının mümkün olmasına ve iddianın aksinin de ispatlanmamış bulnmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2.Dava ön koşul yokluğundan red edildiğine göre, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerikerken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    Ne varki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK"nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 6.bendindeki " “ A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 30.409,07 TL nispi"ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesi gereğince 2.180,00 TL maktu "ibaresinin yazılmasına, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 09/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara