Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/879 Esas 2020/680 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/879 Esas 2020/680 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/879
Karar No : 2020/680
Karar Tarihi : 04/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/879 Esas 2020/680 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/879 E.  ,  2020/680 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili;davalı ... şirketine zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı olan davacıya ait aracın 19/12/2006 tarihinde karıştığı çift taraflı trafik kazasında karşı araçta yolcu olarak bulunan ... ve ..."un yaralandığını, yaralıları kaza yerine en yakınındaki...Hastanesine götürmek zorunda kalan davacının tedavi konusunda ödenmiş bulunduğu 23.883,00-TL tedavi giderinin tahsili için davalı ... hakkında giriştiği ... 11. İcra Müdürlüğü’nün 2007/10132 sayılı icra takibinin davalının haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili; davacıya ait aracın 29/8/2006 tarihinden itibaren bir yıl süre ile müvekkili nezdinde trafik sigortasının bulunduğunu, aracın vermiş olduğu bedeni zararlar nedeniyle poliçe limiti ile sorumlu bulunduklarını, teminat limitinin Sağlık Bakanlığı genelgesi gereği bütçe uygulama talimatı ekindeki fiyat tarifesine göre yapılacağını, özel hastane faturasında belirtili tedavi giderinin yasanın öngördüğü ve uygulanması gereken fiyatın çok üzerinde olduğunu savunarak, bu esas çerçevesinde saptanacak tazminat miktarını aşan talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; meydana gelen trafik kazası nedeniyle Sağlık Bakanlığı"na bağlı sağlık kurumlarınca gerçekleştirilen tedavi giderleri bakımından davalı tarafından sigorta primlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna devrinin yapıldığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, davacı tarafından sarf edilen tedavi giderlerinin, trafik sigortacısından itirazın iptali yoluyla rücuen tahsili istemine ilişkindir.
    Kaza 19.12.2006 tarihinde gerçekleşmiş olup dava 12.07.2007 tarihinde açılmıştır. Yargılamanın devamı sırasında 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın "Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı", Yasa"nın geçici 1. maddesi ile de "Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın % 20"sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği" öngörülmüştür.
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanuna göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
    Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır.
    27.08.2011 tarih ve 28038 Sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Yönetmeliğin "Kanun"un yayımı tarihinden önceki trafik kazaları" başlıklı geçici 1. maddesinde "Kanun"un yayımı tarihinden önce meydana gelen trafik kazalarından kaynaklanan ve anılan tarih itibariyle ödenmemiş tüm tedavi gideri bedelleri Kanun"un geçici 1. maddesi kapsamında Kurumca ödenir. Bu tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle ilgili sigorta şirketlerinden ve Güvence Hesabından tahsil edilen tutarlar bakımından ilgili sigorta şirketlerine ve Güvence Hesabına herhangi bir iade yapılmaz. Bu tutarlar Kuruma bu Yönetmelik uyarınca aktarılan tutarlardan mahsup edilemez" düzenlemesi yapılmıştır.
    Görüldüğü üzere, 6111 Sayılı Yasa"dan önceki dönemde gerçekleşen kazalara ilişkin sağlık harcamaları konusunda, yönetmelik ikili bir ayrım yaparak Kurumun sorumluluğunu düzenlemiştir. Buna göre, 6111 Sayılı Yasa döneminden önce gerçekleşen kazalar nedeniyle, henüz sigorta şirketleri tarafından ödenmemiş olan tedavi giderlerinden Kurum sorumlu olacak; ama, 6111 Sayılı Yasa döneminden önce gerçekleşen kazalar nedeniyle sigorta şirketleri tarafından ödenen tedavi giderleri, ödeyen sigorta şirketinin üzerinde kalacak ve ödeme yapan sigorta şirketi 6111 Sayılı Yasa"nın geçici 1. maddesine dayanarak, ödediği bedeli kuruma rücu edemeyecek ve kuruma aktarması gereken primlerden bu sebeple mahsup yapamayacaktır. Sigorta şirketi her ne kadar Kuruma rücu edemeyecek ise de rücu sebeplerin varlığı halinde sigortalısına rücu edebileceği düşünüldüğünde, 3. kişilerin zararını ödeyen sigortalının, kendi akidi olan trafik sigortacısına rücu etme hakkı olduğunun kabulü gerekir.
    Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve hukuki olgular muvacehesinde somut olay incelendiğinde; 19.12.2006 tarihinde gerçekleşen kazadaki 3. kişi yaralanması nedeniyle davacı tarafça yapılan belgeli tedavi giderlerinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı ... şirketinden talep edildiği, harcamaların davacı tarafça yapılmış olduğu, davalı ... tarafından davaya konu edilen miktar yönünden davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı; her ne kadar davanın devamı sırasında yukarıda bahsi geçen yasal düzenlemeler yürürlüğe girmiş ise de, dava dışı 3. kişinin belgeli tedavi giderlerinin davacı tarafça ödenmesinin anılan yasal düzenlemelerin yürürlüğünden önce yani 6111 Sayılı Yasa öncesi dönemde yapıldığı, davalı ... ile davacı araç maliki arasında poliçeden kaynaklanan sözleşmesel bir ilişkinin mevcut olduğu bir arada değerlendirildiğinde mahkemece davalı ... şirketinin davacı tarafından ödenen tedavi giderinden sorumlu tutulacağı gözetilerek davacı istemi hakkında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    2-Kabule göre de; mahkemece verilen ilk kararda davalının ... 11.İcra Müdürlüğü’nün 2007/10132 sayılı icra takibine karşı yaptığı itirazın kısmen iptali ile 1.145,50 TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; anılan hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2010/11848 E., 2011/11075 K .sayılı kararı ile kaza sonucu yaralanan ... ve ... ..."un tedavisi için davacının ödediği miktarın ... Hastanesinden sorulması daha sonrada uzmanlığı ortopedist ve cerrah olan dr bilirkişilerden oluşacak heyetten ... ve ... ... tedavisi için yapılan ödemenin, özel sağlık kuruluşlarının emsal tedaviler için uyguladığı genel ve ortalama rayiç bedele uygun olup olmadığı konusunda rapor alarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Dairemizin bozma ilamından sonra dosyada görevsizlik kararları verilmiş olsa da mahkemece yapılan yargılamada; usul hükümlerine göre ve Dairemizin bozma ilamı neticesinde 1.145,50 TL yönünden davanın kesinleşmiş olduğu dikkate alınarak en azından bu kısma hükmedilmesi gerektiği dikkate alınmadan karar verilmiş olması da bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 04/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara