Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3135 Esas 2020/1730 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3135 Esas 2020/1730 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/3135
Karar No : 2020/1730
Karar Tarihi : 19/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3135 Esas 2020/1730 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/3135 E.  ,  2020/1730 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    - K A R A R -

    Davacı vekili, 18/06/2012 tarihinde zorunlu trafik sigortası olmayan kamyonetin tek taraflı trafik kazası yapması sonucu araçta yolcu olan desteğin vefat ettiğini, desteğin müvekkilinin oğlu olduğunu, destekten yoksun kaldığını beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan (kaza tarihindeki poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 30.525,48 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile 19.596,983 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin
    temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Bozma ilamına uyulmakla bozma ilamı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak, mahkemeye de bozma gereklerini tam anlamıyla yerine getirme yükümlülüğü doğar.
    Tazminatın saptanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Bu nedenle ilk olarak zararla ilgili indirim sebepleri uygulanarak gerçek zarar belirlenecek (önce kusur indirimi, sonra yapılan ödemeler), sonra da tazminattan indirim nedenleri olan 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde (mülga 818 sayılı BK"nun 43. maddesi) düzenlenen hatır taşıması indirimi ve 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde (mülga 818 sayılı BK"nun 44. maddesi) düzenlenen müterafik kusur indirimi uygulanacaktır.
    Somut olayda mahkemece Dairemiz’in 2016/11882-2017/9254 sayılı, 18/10/2017 tarihli ikinci bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ancak bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Zira ilgili bozma ilamında gerçek zarardan %10 oranında (temyize gelen davacı lehine oluşan kazanılmış hak oluştuğundan) hatır taşıması indirimi, daha sonra %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği belirtilmesine rağmen, mahkemece bu sıralamaya uyulduğu da belirtildiği halde esasen uyulmaksızın gerçek zarardan (27.995,69 TL) doğrudan %30 oranında indirim yapılarak davacı aleyhine daha az tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    3-Kabule göre de, davacı lehine hesaplanan maddi tazminattan, hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle mahkeme tarafından yapılan indirim sonucu belirlenen tazminat tutarı hüküm altına alınırken, davanın kısmen reddine karar verildiğinden, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
    Oysa, yasal düzenlemeler gereği TBK"nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen reddi halinde, bu indirimlerden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi gerekirken, esastan reddedilen kısmın dışında kalan hatır taşıması ve müterafik kusur indiriminden dolayı reddedilen kısım için de vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı lehine
    BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara