17. Hukuk Dairesi 2021/2156 E. , 2021/3222 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünülü:
-K A R A R-
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının davalı nezdinde “... Sigorta Poliçesi” ile sigortalı olduğunu, davacının yolcu olarak bulunduğu aracın 07.11.2010 tarihinde karıştığı kaza sonucu ağır şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, başvuruya rağmen davalı ... şirketinin ödeme yapmadığını belirterek fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL poliçe tazminatı, 3.375,00 TL yoğun bakım tazminatı ve 18.300,00 TL hastane tazminatı olmak üzere toplam 41.675,00 TL"nin davalıdan kaza tarihi olan 07.11.2010 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, poliçenin kaza tarihinden önce sigortalının talebi üzerine 13/10/2010 tarihinde başlangıcından iptal edildiğini ve prim ücretinin davacıya iade edildiğini, davacının trafik kazasının meydana geldiğini davalı ... şirketine bildirmeksizin 04/01/2011 tarihinde kötü niyetli olarak poliçeyi 16/09/2010 tarihinden geçerli olmak üzere tekrar başlattırdığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasında 16/09/2010 başlangıç tarihli poliçenin 13/10/2010 tarihinde başlangıcından itibaren iptal edildiği, yatırılan primlerin iade olunduğu, kazanın gerçekleştiği tarihte davalı ...Ş. ile yürürlükte bulunan herhangi bir poliçenin bulunmadığı, kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte olmayan poliçenin kaza sonrasında tekrar başlatıldığı, sigortanın başladığı esnada sigortalının rizikonun gerçekleşmiş olduğunu bildiğinden dolayı sigorta sözleşmesi gereği tazminat almaya
hak kazanamayacağının anlaşıldığı gerkçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiş; hükmün, temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 09/12/2014 gün ve 2014/6189 Esas 2014/18191 karar sayılı ilamı ile "davacının poliçenin iptali yönünde talebi olup olmadığının, iptal nedeninin, prim iadesinin davacıya ulaşıp ulaşmadığının, poliçe iptalinin davacıya tebliğ edilip edilmediğinin belirlenerek poliçe genel ve özel şartları çerçevesinde davaya konu rizikonun teminat kapsamında olup olmadığının tartışılması gerektiği" gerekçesiyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 41.675,00 TL alacağın 07/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...Ş."nden alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve poliçenin geçerli olarak kabulünde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, ferdi kaza sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Ferdi kaza Sigortaları, can sigortası türlerinden olup, meblağ sigortası olması itibariyle de, ölüm halinde limit kadar olmak üzere maktu; yaralanma halinde ise, yapılan tedavi giderleri bakımından buna ilişkin limiti geçmemek üzere ve yapılan harcama kadar nispi; sürekli sakatlık halinde ise, sakat kalma oranı ve sakatlığın derecesine göre limitin belli oranı olmak üzere, sigorta bedelinin ödenmesini gerektirir. Uyuşmazlık halinde bu yönlerin ispatlanması yeterli olup, gerçek zararın hesaplatılmasına girişilmeksizin, tespit edilecek bu miktarların aynen ödenmesi gerekmektedir.
25.03.2004 tarihli Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlar B.1.1 maddesi 1.fıkrasında: “İşbu poliçe ile temin edilen bir kaza, sigortalının derhal veya kaza tarihinden itibaren iki sene zarfında daimi surette maluliyetine sebebiyet verdiği takdirde tıbbi tedavinin sona ermesini ve daimi maluliyetin
kat"i surette tesbitini müteakip, daimi maluliyet sigorta bedeli aşağıda münderiç nisbetler dahilinde kendisine ödenir." denildikten sonra, (36) satırdan oluşan bir tabloya yer verilmiş, daha sonrasında yer alan fıkrada ise "Yukarıdaki cetvelde zikredilmemiş bulunan maluliyetlerin nisbeti, daha az vahim olsalar bile, bunların ehemmiyet derecelerine göre ve cetvelde yazılı nisbetlere kıyasen tayin olunur." denilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nin 19/12/2012 tarihli raporunda; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak davacının maluliyet oranının %100 olduğu belirtilmiştir.
Davacının maluliyetinin; poliçe şartlarında ve klozlarında düzenlenmiş olan maluliyet cetvelinden hangisi kapsamında kaldığı belirlenmelidir. Şayet maluliyetinin cetvelde belirtilen maluliyetlerden herhangi biri kapsamında değilse bunun organın işlev ve önem derecelerine göre cetvelde yazılı oranlara göre kıyasen belirlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde, bir meblağ sigortası olan ferdi kaza sigortacısı olan davalının sorumluluğunun, tespit edilen sakatlık oranı ve Genel Şartlar"a ekli cetvellere göre konusunda uzman bir Doktor Bilirkişi marifetiyle tespitinden sonra meblağın hesaplanması gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozmanın kapsam ve şekline göre davalı vekilinin hesaplamaya ilişkin temyiz istemlerinin incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 24/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.