Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2021/201 Esas 2021/2767 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2021/201 Esas 2021/2767 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2021/201
Karar No : 2021/2767
Karar Tarihi : 16/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2021/201 Esas 2021/2767 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2021/201 E.  ,  2021/2767 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında İtiraz Hakem Heyetinince davacı vekilinin itirazının kısmen kabulüne dair verilen hükmün davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi gereği düşünüldü:

    - K A R A R -
    Başvuran davacı vekili, davalı sigortaya İMMS"si ile sigortalı çekici ve bağlı dorsenin kendisine çarpması sonucu yaralandığını dava dilekçesine ekli sunduğu maluliyet raporuna göre %41 işgöremezliği nedeni ile 100,000,00 TL manevi tazminatında davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetince davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın 22.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hükme karşı, davacı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince davacı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun kısmen kabulü ile 30.000,00TL manevi tazminatın 22.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; 6098 sayılı TBK m. 56 maddesi gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarına ilişkin temyiz sebebleri yönünden, Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi(TBK 56. mad) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara
    uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
    Yukarıda belirtilen hususlar, davacının kusurunun bulunmadığı gözönüne alınarak davacı için takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara