Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/896 Esas 2021/2983 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/896 Esas 2021/2983 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/896
Karar No : 2021/2983
Karar Tarihi : 19/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/896 Esas 2021/2983 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/896 E.  ,  2021/2983 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Alaplı Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; 17/05/2012 tarihinde, davalı ... idaresindeki ... plakalı araç ile patpat adı ile anılan tarım aracının arkasında bulunan davacı ..."a vurarak ve davacıyı kendi aracı ile patpat aracı arasında sıkıştırması sureti ile meydana gelen kaza sonucu, davacının çok ağır şekilde yaralandığını, sağ ayağının diz altından koptuğunu, kazadan sonra davalı ... şirketine başvurulduğunu ve 01/03/2013 tarihinde 48.976,00 TL ödeme alındığını, ancak sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumluluğunun bulunduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu, kaza nedeni ile davacının uğradığı zararların tazmini bakımından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 L maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini, 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birliktedavalı ..."den tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar vekilleri; ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının talep edebileceği iş gücü kaybından kaynaklanan zararının 180.313,22 TL olduğunu, bu bedelin yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davacının yaralanması nedeni ile 25.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalı ..."den tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    6098 sayılı TBK."nın md. 56.(818 sayılı BK"nın 47. maddesi) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak,
    hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK 373/2 maddesi uyarınca dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara