17. Hukuk Dairesi 2020/834 E. , 2021/2992 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan istinaf incelemesi sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 31.10.2015 tarihinde sürücü ... idaresindeki araç ile tek taraflı kaza yaptığını, davacının araçta kusursuz yolcu olarak bulunduğunu ve kaza sonucunda ağır şekilde yaralandığını belirterek şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 30.05.2017 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile talep sonucunu sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden arttırarak 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 289.500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplamda 290.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile geçici iş göremezlik tazminatı yönünden açılan davanın reddine; Sürekli işgöremezlik tazminatı yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 201.574,32 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 08/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerinin istinaf
yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından, bu gibi taşımalarda BK.nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmakta ise de bu indirimin yapılabilmesi için davalının süresi içerisinde savunmasında bu hususu ileri sürmesi icap eder.
Dava HMK.nun yürürlükte bulunduğu tarihte açılmış olup davalı vekili cevap dilekçesinde hatır taşımasına ilişkin savunmada bulunmamış, tahkikat aşamasında bilirkişi raporuna karşı sunmuş olduğu 13.02.2018 tarihli beyan dilekçesinde hatır taşıması savunmasında bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince hesaplanan tazminattan hatır taşıması nedeni ile %20 oranında indirim yapılmış, Bölge Adliye Mahkemesince; hatır taşıması indirimi iddiasının def"i olmayıp yargılama aşamasında ileri sürülmesinin indirim yapılması için yeterli bulunması gerekçe gösterilerek buna yönelik davacı vekilinin istinaf talebi reddedilmiştir.
Ancak hatır taşıması savunmasının itiraz değil def"i olduğu ve alacağın talep edilebilirliğini engelleyici işlev gören def"ilerin ancak belirli sürelerde ileri sürülebileceği; alacağı ortadan kaldıran ve her aşamada ileri sürülebilen itirazlardan olmadığı dikkate alınmak suretiyle; davalı tarafça savunmada süresinde ileri sürülmeyen hatır taşıması indirimi yapılmaması gerekir iken hatır taşıması indirimi yapılması isabetli değildir.
3-Mahkemece alınan Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 10.04.2017 tarihli raporunda davacının çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %50 olduğu tespit edilmiş, mahkemece bu raporda belirlenen maluliyet oranı üzerinden tazminat hesaplaması yaptırılmıştır. Hükme esas alınan bu maluliyet raporunda, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet oranının belirlendiği görülmektedir.
Davanın temelini oluşturan, davacının yaralanmasının mahiyeti ve bunun yol açtığı maluliyet oranının belirlenmesi
için alınacak raporda; maluliyet oranı tespitinin, kaza tarihi itibariyle ilgili mevzuat ile belirlenen usul ve esaslara uygun olması gerekir.
Bu durumda mahkemece, olay tarihi 31.10.2015 itibariyle Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde rapor alınması; bu rapordan sonra gerekli olması halinde maluliyet zararının hesaplanması için aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nun 371/1-a maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına; dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 19.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.