Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3949 Esas 2021/2563 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3949 Esas 2021/2563 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/3949
Karar No : 2021/2563
Karar Tarihi : 10/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3949 Esas 2021/2563 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/3949 E.  ,  2021/2563 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davacının 15/06/2009 tarihinde dava dışı ... yönetimindeki trafik sigortasız araçta yolcu olarak seyahat etmekte iken aracın tek taraflı kaza yapması sonucu yaralandığını, uzun süre çalışamadığını ve maluliyete uğradığını, aracın sigortasının bulunmadığını, davalı tarafından ancak hatır taşıması ve alkollü sürücü tarafından sevk edilen araca bilerek binmesi nedeniyle %50 indirimle 49.515,00 TL tazminat verilebileceğinin belirtildiğini, yapılan indirimin haksız olduğunu beyanla, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi 25/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talebini ıslah dilekçesiyle 150.000,00 TL"ye artırmıştır.
    Davalı vekili, zamanaşımı def"inde bulunarak hatır taşımacılığı bulunduğu ve müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiğini beyanla, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; 150.000,00 TL"nin 24.01.2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp
    değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Bozmadan önce yürütülen yargılamada alınıp hükme esas alınan 09.04.2015 tarihli ek aktüerya raporunda, 2015 yılı verilerine göre, davacının % 40 maluliyet oranı ile 3 aylık geçici işgöremezlik süresi üzerinden maddi tazminat hesaplanmış; davacı taraf bu rapora itiraz etmemiş ve rapordaki bedel üzerinden davasını ıslah etmiş; mahkemece, ıslah doğrultusunda ve poliçe limiti gözetilerek 150.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmiştir. Mahkemenin bu hükmünü davacı taraf temyiz etmemiş; sadece, davalı vekili temyiz etmiş; Dairemizin önceki bozma ilamıyla, kaza tarihinde geçerli yönetmelik hükümlerine göre çelişkiyi giderecek rapor alınması ve %20 müterafik indirimi yapılması için karar bozulmuştur.
    Bozma kapsamında yürütülen yargılamada; ATK 3. İhtisas Kurulu"ndan alınan raporla davacının maluliyet oranı %34,2 ve 2 ay geçici işgöremezlik süresi belirlenmiş ve maddi tazminat hesabı için yeniden alınan 21.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda, rapor tarihindeki verilere göre ve %34,2 maluliyet oranı üzerinden hesaplama yapılmış; mahkeme tarafından, bu raporda hesaplanan tazminat hükme esas alınarak ve poliçe limiti gözetilerek 150.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmiştir.
    Oysa; sadece davalı vekilinin temyizi üzerine ilk hükmün bozulduğu ve bozma ilamının kapsamı; davacı tarafın ilk hükmü temyiz etmediği ve bozma ilamının kapsamında belirtilen yönler dışında 09.04.2015 tarihli rapor yönünden davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alındığında; aktüer raporunda benimsenen güncel verilere göre hesaplamanın kabul edilerek hükme esas alınması doğru görülmemiş; ilk hükmü temyiz etmeyen davacı lehine olacak biçimde, güncel veriler dahilinde yeniden hesap yaptırılıp tazminatın belirlenmesi, davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakları ihlal edecektir (HGK"nun 18.02.2020 tarih, 2016/21-817 Esas ve 2020/167 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir).
    Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; ilk hükme esas alınan 2015 yılı verilerine göre davalı taraf lehine oluşan
    kazanılmış hakkın korunmasını sağlayacak biçimde ve sadece önceki bozma ilamımızda belirtilen maluliyet oranı ve işgöremezlik süresi dikkate alınarak maddi tazminatın hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara