Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/154 Esas 2021/1470 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/154 Esas 2021/1470 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/154
Karar No : 2021/1470
Karar Tarihi : 17/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/154 Esas 2021/1470 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/154 E.  ,  2021/1470 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; davacının yolcu olarak bulunduğu araca, davalı ..."nın kullanmakta olduğu adına tescilli traktörün çarpması nedeniyle yaralandığını, davalının aracının zorunlu mali sorumluluk sigortasının bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere geçiçi ve sürekli işgöremezlik zararları, bakım ve yol giderinden ibaret toplam 3.000,00 TL maddi zararının tüm davalılardan, 15.000,00 TL manevi tazminatın araç işleteni sürücü davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacı vekili; 16.07.2014 tarihli dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin dava değerini 19.626,95 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı ... vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, kaza tarihinde aracın sigortası bulunduğunu, kusur ve tazminat yönünden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, davacının müterafik kusuru bulunduğunu ve tazminat miktarının poliçedeki limitler dahilinde ödenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın maddi tazminat yönünden kabulü ile toplam 19.626,95 TL maddi tazminatın davalılardan ... bakımından 25.08.2007 tarihinden, ...
    bakımından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine; davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulü ile takdiren 3.000,00 TL manevi tazminatın 25.08.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17/04/2017 gün ve 2014/22871 Esas 2017/4037 karar sayılı ilamı ile "davalı ... Hesabına hükme esas alınan 24.09.2012 tarihli maluliyet raporu ve 16.07.2014 tarihli ıslah dilekçesinin usule uygun şekilde tebliğ edilmediği" gerekçesiyle diğer temyiz itirazları incelenmeden karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
    Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalı ... yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, hesaplanan toplam 24.041,95 TL"den taleple bağlı kalınarak 19.626,95 TL maddi tazminatın ve 3.000,00 TL manevi tazminatın 25.08.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Somut olayda mahkeme kararının davacı vekili tarafından süresinde temyiz edildiği, temyiz dilekçesinin davalı ... vekiline 02.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından yasal süresi 10 gün geçirildikten sonra 14.12.2019 tarihinde katılma yolu ile temyiz dilekçesi verildiği anlaşılmakla, davalı ... vekilinin temyiz isteminin süreden reddi gerekmiştir.
    2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı
    gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacının kaza nedeniyle yaşadığı maluliyetinin mahiyeti ve kazada kusursuz oluşu dikkate alındığında kendisi lehine takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin katılma yolu ile temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalı ..."ya geri verilmesine, 17/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara