Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1264 Esas 2021/692 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1264 Esas 2021/692 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/1264
Karar No : 2021/692
Karar Tarihi : 03/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1264 Esas 2021/692 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/1264 E.  ,  2021/692 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü

    -K A R A R-

    Davacı vekili; davalının Zorunlu ve İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğu aracın, davacıya ait araca çarpması nedeniyle araçta meydana gelen 61.634,00 TL hasar bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili; kazanın gerçek olmadığını, haksız kazanç sağlanmaya çalışıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, kazanın iddia edildiği şekilde olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20/12/2011 tarih 2011/200 esas ve 2011/12590 karar sayılı ilamı ile "davacıya ait aracın daha önce başka kazalara karıştığını belirttiklerinden ara kararı ile getirilmesine karar verilen ancak dosyaya getirilmeyen hasar dosyalarının getirilip tutanak mümziileri dinlendikten sonra konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak yeni bilirkişi heyetinden araçtaki hasar ile kazanın oluş şekli, araçların özellikleri, hasarlı bölümleri, önceki hasar dosyalarına göre hasarın daha önceki kazalarla ilgili olup olmadığı gibi hususların değerlendirilebilmesi için ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesi ile mahkeme ilamının bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, az yukarıda anılan bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile 48.815,46 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükmün, bu kez davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21/12/2015 tarih 2015/7209 esas ve 2015/14664 karar sayılı ilamı ile; "resim ve görüntülerinin bulunduğu birbirine yakın tarihteki önceki kazalar ile bu kazadaki hasarların farklı olup olmadığı hususlarının değerlendirilmesi için Adli Tıp Kurumu"ndan alınacak ek raporun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bozma gereklerinin yerine getirilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı" gerekçesi ile mahkeme ilamının bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamına uyulması sonrası, aracın daha önceki kazalarından bir kısmının hasar dosyaları dosya arasına alınabilmiş ve ATK tarafından düzenlenen raporda araç üzerindeki hasarın 48.815,46 TL olduğu, ancak hangilerinin dava konusu kazada oluştuğu hangilerinin ise önceki kazalarda meydana gelmiş olduğunun evrak üzerinden belirlenemediği belirtilmiştir.
    Mahkemece, anılan bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacının, iddia ettiği hasarın dava konusu kaza nedeniyle meydana geldiğini sadece kaza tespit tutanağı ile ispat etmesinin mümkün olmadığı ve davacının zararını elverişli deliller ile ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı ... şirketi, davacı aracına çarpan aracın zorunlu ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısıdır. Taraflar arasındaki dava haksız fiilden kaynaklanmaktadır.
    Davacı vekili, davalı şirkete sigortalı aracın davacıya ait araca arkadan çarptığını belirtmiş, davalı ise kazanın ve oluşan hasarın gerçek olmadığını savunmuştur. Kazadan sonra olay yerine gelen görevliler tarafından kaza tespit tutanağı düzenlenmiş, kroki çizilmiş, davalının sigortalısına ait aracın davacıya ait araca arkadan çarptığı, çarpmanın etkisiyle aracın bariyerlere çarptığı belirtilmiştir. Kaza tespit tutanağı aksi ispat edilinceye kadar geçerli belge niteliğinde olduğundan aksini iddia eden davalının iddialarını somut delillerle ispatı gerekmekte olup aksinin
    davalı tarafça ispat edilemediği de dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
    Yargıtay tarafından bozulan hükümde, daha önce temyize konu edilip bozma kapsamı dışında bırakılan hususlarda, bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla; kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur. Bozma ilamında, kaza ile hasar arasında illiyet bağı olduğu hususu sabit olmakla, bozmanın, aracın daha önce karıştığı kazalar nedeniyle meydana gelen hasarları ile dava konusu hasar arasındaki ayrımının tespiti hususunda olduğu görülmüştür.
    Dosya kapsamında bulunan trafik polislerince tanzim edilen kaza tespit tutanağında, davacıya ait araç ile davalının sigortacısı olduğu aracın karıştıkları kaza sonucu davacıya ait aracın hasarlandığı belirtilmiş ve kazanın oluşumu tutanakta gösterilmiştir. Ayrıca davacı tarafça ...Sulh Hukuk Mahkemesince araç üzerinde yapılan inceleme sonucu hasar tespiti yaptırılmış, davacı tarafça araç onarımına ilişkin faturalar dosyaya ibraz edilmiştir. Yine mahkemece hasar tespitine yönelik bilirkişi raporları aldırılmış ve aracın daha önceden karıştığı kazalardan bir kısmına ilişkin hasar dosyaları dosya arasına alınmış 05.10.2007 tarihli önceki kaza ile ilgili hasarın onarıldığı görülmüştür.
    Bu durumda mahkemece, dosyada mevcut belgelere göre yapılacak değerlendirme ile gerçek zarar miktarının belirlenmesi gerekmektedir.
    Kaldı ki, araçtaki hasarın tam olarak tespitinin mümkün olmaması halinde dahi 818 sayılı BK’nın 42. ve 43. maddeleri hükümleri de gözetilerek tazminata hükmedilmesi mümkündür. 818 sayılı BK 42/II. maddesi yol gösterici nitelikte olup aynı zamanda zararın gerçek miktarını belirleyecek olan hakime de bir görev yüklemektedir.
    Açıklanan nedenlerle, davacının hasar bedeline yönelik tazminat talebi hakkında (kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle) karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile talebin ispat edilmediği gerekçesiyle reddi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 03.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara