Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6527 Esas 2021/432 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6527 Esas 2021/432 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/6527
Karar No : 2021/432
Karar Tarihi : 01/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6527 Esas 2021/432 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/6527 E.  ,  2021/432 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine; davalılar ... ve ..."nın istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; davalı ... Ltd. Şti"nin sahibi olduğu, ... Sigorta tarafından sigortalanan ve davalı ..."ın idaresindeki 03 UR 269 plakalı aracın ... istikametinden ... istikametine seyir halinde iken aynı istikamette seyreden ..."a ait ... Sigorta tarafından sigortalanan davalı ..."nın kullandığı ...plakalı araçla 20/04/2014 tarihinde çarpışarak trafik kazası meydana geldiğini ve kazada yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını belirterek 200.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketleri dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müşterek ve
    müteselsilen tahsilini, 2.233,00 TL tedavi gideri ve çalışma gücünün sürekli ve geçici olarak kaybından dolayı uğramış olduğu maddi zararların tazmini olarak belirsiz alacak davası olarak şimdilik 1.000,00 TL"nin aracı idare eden ve sahipleri yönünden kaza tarihinden itibaren sigorta şirketleri yönünden ihbar-dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 23/10/2018 tarihli dilekçesi ile davalılar ..., ... Sigorta A.Ş ve ... yönünden, maddi tazminat taleplerinin ödeme ve anlaşma neticesinde konusuz kaldığını, diğer davalılar ... ve ... yönünden müvekkilinin tedavi giderlerinden 466,60 TL ile 577,57 TL geçici iş göremezlik, 8.285,21 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 8.862,78 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalılar vekilleri; ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalılar ..., ... Sigorta A.Ş ve ... yönünden, maddi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine, davalılar ... ve ... yönünden; 462,06 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 6.628,16 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve toplamı olan 7.090,22 TL"nin ... yönünden haksız fiil tarihi olan 20/04/2014 tarihinden itibaren, ... yönünden dava tarihi olan 19/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılar ... ve ..."den (... sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, tedavi gideri talepleri yönünden davanın reddine, manevi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabülü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 20/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ..., ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili, davalı ... ile davalı ... vekilince istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine
    Bölge Adliye Mahkemesi’nce davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine; davalılar ... ve ..."nın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Yerel Mahkeme kararının HMK.nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, bu nedenle; infazda tereddüt oluşmaması için kesinleşen kısımlar da aynen yazılarak, maddi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile davalılar ..., ... Sigorta A.Ş ve ... yönünden, maddi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine, davalılar ... ve ... yönünden; 462,06 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 6.628,16 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve toplamı olan 7.090,22 TL"nin ... yönünden haksız fiil tarihi olan 20/04/2014 tarihinden itibaren, ... yönünden dava tarihi olan 19/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılar ... ve ..."den (... sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, tedavi gideri talepleri yönünden davanın reddine, manevi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabülü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 20/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ..., ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    6098 sayılı TBK."nın md. 56.(818 sayılı BK"nın 47. maddesi) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan
    özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, maluliyete neden olan yüzündeki arazlara göre davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz isteminin (dilekçesinin) REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK 373/2 maddesi uyarınca dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara