17. Hukuk Dairesi 2019/2974 E. , 2021/1838 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan bozma ilamında; ... dördüncü ve 5. kişi konumunda bulunan davalı ... ve davalı ...’in borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığı, davalı borçlu ... ile davalı 3. kişi ..."in nüfus kayıtları getirtilerek akrabalık bağı olup olmadığı; dava konusu taşınmaza yönelik olarak tasarruf tarihi olan 26.12.2011 günü itibariyle rayiç bedeli yönünden bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak anılan taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından bildirilecek rayiç değer arasında misli fark bulunup bulunmadığının tespiti ile tasarrufun İİK 278/3-1,2 madde gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi, iptale tabi olduğunun belirlenmesi halinde ise davalı 4.kişi ..."ın ve 5. kişi ..."in kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı ... hakkındaki davanın İİK 283/2. madde gereğince bedele dönüştüğü göz önüne alınarak adı geçen davalı 3. kişinin taşınmazı elden çıkardığı 09.01.2012 tarihindeki gerçek değeri nispetinde davacının takip konusu alacak ve fer"ileriyle sınırlı olarak nakten tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl ve birleşen davanın reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre asıl ve birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Dava İİK 277 vd maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davasıdır. Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde nüfus kayıtlarına göre davalı ...’ın davalı borçlunun akrabası olmadığının ve dava konusu gayrımenkulün gerçek değeri ile tapuda gösterilen değeri arasında misli aşan fark bulunmadığının anlaşılmasına göre asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir.
İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlenmiştir.
Dairemizin bozması gereği mahkemece dosya içerisine aldırılan nüfus kayıtlarından davalı borçlu ile davalı ...’ın Bitlis nüfusuna kayıtlı olduğu, davalı ...’ın eşi ...’in baba adının ... olduğu ve davalı borçlu ile aynı Tatvan İlçesi, Sarıdal Köyü, 47. Hane, 23 sıraya kayıtlı olduğu, davalı ...’ın eşi ile davalı borçlunun akraba olduğunun anlaşılmasına göre mahkemece davalı ...’ın davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olup olmadığı tartışılmaksızın davanın bu davalılar yönünden de reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıya geri verilmesine, 24/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.