Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5302 Esas 2020/871 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5302 Esas 2020/871 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/5302
Karar No : 2020/871
Karar Tarihi : 06/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5302 Esas 2020/871 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/5302 E.  ,  2020/871 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu aracın, 27/09/2014 tarihinde ... yönetimindeyken, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle meydana gelen tek taraflı kaza sonucu, davacının ağır yaralandığını, aracın olay tarihini kapsayan ... poliçesinin davalı ... şirketince tanzim edildiğini, kaza nedeni ile davacının %24 oranında maluliyetinin bulunduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 8.000,00 TL maluliyet ve 2.000,00 TL kazanç kaybı olmak üzere 10.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyen temerrüt faizi ile birlikte davalı ... şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
    Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 07/03/2017 gün ve 2016/276-2017/160 sayılı ilamında; davanın kabulüne, 85.832,06 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlı yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesince; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 07/03/2017 tarih 2016/276 esas, 2017/160 karar sayılı kararının usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunmaması nedeni ile kaldırılmasına, HMK 353/1-b.2.maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye
    Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Bölge Adliye Mahkemesince HMK"nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Halbuki; 05/08/2017 Tarihli ve 30145 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 7035 sayılı yasanın 31. maddesi ile temyiz süresi iki hafta olarak değiştirilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekiline 08/05/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili ise 05/06/2018 tarihinde harç ve giderlerini yatırarak karara karşı temyiz yoluna başvurmuştur.
    Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında devletin işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu ifade edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/ç maddesi uyarınca da hükümde, kanun yolları ve süresinin gösterilmesi bir zorunluluktur.
    Anayasa Mahkemesi de birçok kararında; kanun koyucunun devlet organlarının tesis ettiği işlemlere karşı kanun yolları ve hangi mercilere başvuracağı ve başvuru süresi bakımından tarafların doğru bilgi sahibi olmalarını sağlayarak, dağınık mevzuat karşısında hangi yola müracaat edeceğini bilmeyen yahut tereddüt eden bireylerin hak arama özgürlüğünü etkin ve sağlıklı bir şekilde kullanmalarını amaçladığını, başvurucuların gerekçeli kararda belirtilen süreye güvenerek hareket etmesinin makul görülebileceğini, mahkemenin kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü dikkate alındığında, temyiz süresinin mahkeme kararında farklı belirtilmiş olması karşısında, kanunda belirtilen süre olduğunu kabul ederek dilekçenin reddine karar veren değerlendirmelerin mevzuat hükümleri çerçevesinde ve öngörülebilirlik sınırları içinde olduğunun kabul edilemeyeceğini, yapılan yorumun başvurucuların temyiz hakkını kullanmayı imkânsız kılacak ölçüde ve aşırı şekilci bir yaklaşımla elde edildiğini ve bu açıdan kararın başvurucuların mahkemeye erişim hakkını zedelediği sonucuna ulaşarak, Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
    Anayasa Mahkemesi"nin 2014/819 başvuru numaralı ve 09.06.2016 tarihli (29757 Sayılı ve 29.06.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan) kararı.
    Her ne kadar kanun yolu ve süresi, ilgili kanun maddelerinde açıkça belirtilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi kararları doğrultusunda yargı organlarının yanlış yönlendirmesi sonucunda ilgililerin hak kaybına uğramayacağının kabul edilmesi gerekeceğinden, davacı vekilince karara karşı, kanuni iki haftalık süre geçtikten sonra, fakat gerekçeli kararda bildirilen bir aylık süre içerisinde temyiz yoluna başvurulduğu, gerekçeli kararda, kanun yolunun ve süresinin yanlış gösterilmesi karşısında, hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı açısından davacı vekilinin karara karşı süresinde temyiz yoluna başvurduğu kabul edilerek, davacı vekilinin temyiz sebeplerinin incelenmesi sonucu;
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi, HMK"nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Her ne kadar karar başlığında HMK"nın 359/1-a maddesi hükmüne aykırı olarak başkan, üyeler ve zabıt katibinin ad, soyad ve sicil numaraları yazılmamış ise de, bu husus mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 06/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara