Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5249 Esas 2020/223 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5249 Esas 2020/223 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/5249
Karar No : 2020/223
Karar Tarihi : 29/01/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5249 Esas 2020/223 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/5249 E.  ,  2020/223 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; 24/10/2010 tarihinde davalı ..."nın sahibi olduğu ve davalı ... yönetimindeki ticari taksinin kaldırımda yürümekte olan davacıya çarpması sonucu davacının yaralanmasına neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 5.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde talep ettikleri tazminatın 976,02 TL"lik kısmının geçici iş göremezlik zararı, kalanının ise tedavi gideri olduğunu bildirmiş; 12.06.2014 tarihinde dava değerini 19.011,02 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı ... vekili; davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ...; dava konusu kazanın elinde olmayan sebeplerle meydana geldiğini, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığını ve talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, ıslah edilen maddi tazminat davasının kabulü ile 976,02 TL geçici iş göremezlik zararı, 18.035,00 TL tedavi ve ulaşım gideri olmak üzere toplam 19.011,02 TL maddi tazminatın 24/10/2010 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 6.000,00 TL manevi tazminatın 24/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08/05/2017 gün ve 2014/24894 Esas 2017/5128 karar sayılı ilamı ile "..."nun davaya dahil edilmesi, davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinden 2918 sayılı Yasanın 98.maddesi kapsamında kalanların ve Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğuna esas olanların belirlenerek 2918 Sayılı Yasanın 98 maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden ..."nun, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden ise davalıların sorumlu tutulması gerektiği" gerekçesiyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
    Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece, SGK davaya dahil edilmiş ve davacının maddi tazminat dışında kalan davası bozma ilamı kapsamı dışında kalıp kesinleştiği için yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, davacının maddi tazminata ilişkin davasının kabulü ile 976,02 TL geçici iş görememezlik zararı ve 18.035,00 TL tedavi ulaşım gideri olmak üzere toplam 19.011,02 TL maddi tazminatın 5.193,31 TL"sinin SGK"dan dava tarihinden itibaren, 12.841,69 TL"sinin davalılar ... ve ..."dan 24/10/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-1982 T.C. Anayasası"nın 26. ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 27.maddesi uyarınca, taraflar dinlenmeden iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez.
    Yine HMK"nın 280. maddesi hükmüne göre "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden
    önce birer örneği taraflara tebliğ edilir." Bilirkişi rapor örneğinin taraflarca okunup değerlendirilebilmesi, varsa itirazlarını dile getirebilmeleri ya da belirsizlik gösteren hususlar hakkında açıklama yapılmasını temin amacıyla veya yeni bilirkişi incelemesini talep edebilmeleri için taraflara tebliğ edilmesi zorunluluğu öngörülmüştür. Aynı Yasanın 281. maddesinde bilirkişi raporunun taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde beyanda bulunmaları gerektiği düzenlenmiştir.
    Somut olayda mahkemece 15/02/2018 tarihli ek bilirkişi raporu son celseye katılmayan davalı ... vekiline karar günü kalemde elden tebliğ edilmiş ise de, davalı tarafın rapora itiraz etme veya beyanda bulunma süresi dolmadan Anayasa ve HMK ile koruma altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
    2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı ... vekilinin sair ve dahili davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair ve dahili davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 29/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara