Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2565 Esas 2020/256 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2565 Esas 2020/256 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/2565
Karar No : 2020/256
Karar Tarihi : 29/01/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2565 Esas 2020/256 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/2565 E.  ,  2020/256 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; 12/08/2014 tarihinde davalı firmadan aldığı bilet ile ... plakalı otobüse bindiğini, Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2014/369 esas 2015/434 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere otobüs şoförünün ağır kusuru nedeniyle oluşan kazada 7 kişinin öldüğünü ve onlarca kişinin yaralandığını, kaza anında ve sonrasında yaşanan facia nedeniyle müvekkilinin psikolojisinin bozulduğunu, eğitim ve öğretim hayatı ile sosyal ve psikolojik bütünlüğünün olumsuz etkilendiğini, kaza nedeniyle müvekkilinde muhtelif kırık ve bereler oluştuğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 12.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 13/08/2014 tarihinden itibaren reeskont faizi davadan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulüne, 1.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı manevi tazminat talebine ilişkindir.
    Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile
    birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 818 sayılı BK"nun 47. maddesindeki (6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında davacı için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu anlaşılmakla, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi isabetli değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara