Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1467 Esas 2020/6796 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1467 Esas 2020/6796 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/1467
Karar No : 2020/6796
Karar Tarihi : 10/11/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/1467 Esas 2020/6796 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/1467 E.  ,  2020/6796 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı borçlular ..., ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını, dava konusu taşınmazlarını davalı ..."ya muvazaalı olarak satış yaptığını, daha sonra aynı taşınmazların mal kaçırma amacıyla diğer davalı ..."a satıldığını belirterek tasarrufların iptalini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemenin, davalılar ...,... hakkındaki davanın reddine, ... hakkındaki davanın ise taşınmaz bedelinin tahsili yönündeki kararı, Dairemizin 15.01.2015 tarih 2014/15750 Esas 2015/309 Karar sayılı ilamı ile 4. ve 5. kişi konumunda olan davalılar ... ve ..."nın borçlu davalı ile taşınmazların bulunduğu aynı köyden oldukları anlaşıldığı, bu durumda davalıların aynı köyden olmaları ... birden fazla taşınmazları aynı tarihte
    satın almaları, tanık beyanlarına göre taşınmazın 3. kişi il"den değilde borçludan satın aldıklarının bildirilmesi de göz önüne alındığında davalılar ... ve ..."ün borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun kabul edilerek davalılar ... ve ... yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmadığından bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece, davalılar ...,...’e yapılan satışların iptaline, taşınmazların davalı ..."e yapılan satış tarihindeki değerinin davalı ...’dan tahsiline, davalılar ...,... hakkındaki karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olamadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, bozmaya uygun olarak karar verilmiş bulunmasına göre davalı ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır.
    Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
    Somut olayda dava konusu taşınmaz, 03.12.2005 tarihinde borçlu ... tarafından dahili davalı ...’e, o da 07.03.2005 tarihinde davalı ...’a, ...’da 14.08.2012 tarihinde davalı ...’e satmıştır. Önceki bozma ilamlarında da belirlendiği gibi davalı üçüncü kişi ... ile dördüncü
    kişiler ...,... kötü niyetli olduklarından tasarrufların tüm davalılar yönünden kabulü gerekmektedir.
    Mahkemece, gerekçe bölümünde böyle bir tesbit yapılmış olmasına rağmen, hüküm fıkrasında sanki davalı ... yönünden dava red edilmiş gibi davalı ... hakkında bedele hükmedilmesi çelişki oluşturmuştur.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu"nun 10.04.1992 gün 1991/7 Esas 1992/4 sayılı kararı uyarınca gerekçe ile hüküm fıkrasının çelişkili olması mutlak bozma nedeni oluşturmaktadır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 13.105,11 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."a geri verilmesine 10/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara