Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/786 Esas 2021/2254 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/786 Esas 2021/2254 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/786
Karar No : 2021/2254
Karar Tarihi : 04/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/786 Esas 2021/2254 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/786 E.  ,  2021/2254 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın Yargıtayca incelenmesi süresi içinde davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacılar vekili, davacı çocuk ...’ın içinde yolcu olarak bulunduğu araca, plakası tespit edilemeyen bir aracın arkadan çarpmasıyla gerçekleşen kazada davacı çocuğun yaralandığını ve bakıma muhtaç hale gelecek şekilde malul kaldığını, dava açılmadan önce davalıya yapılan başvuru neticesinde davalı tarafça kısmi ve yetersiz ödeme yapıldığını açıklayıp bakiye zararların tazmini amacı ile şimdilik 300,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, kazaya plakası tespit edilemeyen aracın neden olduğunun tanık, kamera kaydı vs. delillerle ispatlanması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesince, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, davacı çocuğun içinde yolcu olarak bulunduğu araca, plakası tespit edilemeyen aracın arkadan çarpması ile gerçekleşen kazada davacının yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp tazminat talebinde bulunmuş; davalı vekili, kazaya, plakası tespit edilemeyen aracın neden olduğunun ispat edilmesi gerektiğini savunmuş; mahkemece, kaza nedeniyle düzenlenen kaza tespit tutanağının sürücünün tek taraflı beyanına göre düzenlendiği, kazada aynı araçta yolcu olarak bulunan ...’ın polis ifadesinde, kazaya başka bir aracın karıştığı konusunda doğrudan bir anlatımı bulunmadığı, polis araştırmasına göre kazayı gören tanık ve kamera kaydı bulunmadığı, davacı tarafça tanık deliline dayanılmadığı, davalı ... tarafından davadan önce davacı tarafa ödeme yapılmış olmakla birlikte bu hususun davalının kazaya plakası tespit edilemeyen bir aracın karıştığını kabul ettiği anlamına gelmediği, çünkü davalı tarafın açık bir şekilde, davalının zarardan sorumlu tutulabilmesi için kazaya tespit edilemeyen aracın neden olduğunun tanık, kamera kaydı vs. delillerle ispatlanması gerektiğini savunduğu, bu nedenle kazaya, plakası tespit edilemeyen bir aracın karıştığı hususunun davacı tarafça ispatlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Uyuşmazlık, davaya konu kaza nedeni ile ispat yükünün kime ait olduğu, kazaya, plakası tespit edilemeyen bir aracın sebep olup olmadığı, ispat yükünün yer değiştirip değiştirmediği hususlarında toplanmaktadır.
    Davacılar vekili, kazanın, plakası tespit edilemeyen aracın davacıların içinde bulunduğu araca arkadan çarpması şeklinde gerçekleştiğini iddia etmiştir.
    Dosya kapsamında bulunan kaza tespit tutanağının kolluk tarafından tutulduğu, tutanakta; davacı sürücü ...’ın beyanına göre, idaresindeki araç ile otoyolda seyri sırasında 13. kilometreye geldiğinde, yolun sağında, plakasını ve cinsini alamadığı bir aracın arkasından çarpması ile kazanın meydana geldiği, davacı sürücünün kusursuz, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün ise yakın mesafeden takip etmesi ve arkadan çarpması nedeni ile tam kusurlu olduğu belirtilmiş; Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca taksirle yaralamaya neden olma suçu iddiası ile yapılan soruşturmada, şüpheli veya şüphelilerin tespit edilmemesi nedeniyle daimi arama kararı verilmiştir. Meydana gelen yaralanmanın varlığı, kazaya plakası tespit edilemeyen bir
    aracın neden olduğu, kaza tespit tutanağı ile sabittir. Kolluk ve savcılıkça yaralanmanın başka şekilde olduğu, kazanın şüpheli olduğu, yaralanmanın kaza sonucunda gerçekleşmediği, kazanın tek taraflı olduğu yönünde soruşturulmanın genişletilmesine dair bir tespite de dosya içinde rastlanmamıştır. Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca, meydana gelen yaralanma sebebi ile daimi arama kararı verildiğine göre, kazanın çift taraflı olduğu, diğer bir anlatımla davacı çocuğun yaralanmasına neden olan kazada bir başka aracın/sürücünün de varlığı, soruşturma konusunda yetkili resmi makamın da kabulündedir.
    Kazanın varlığını ispat yükü davacıda olup, davacı taraf, aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi belge olan kaza tespit tutanağı ve soruşturma dosyası ile kazanın varlığını ve kazaya plakası tespit edilemeyen başka bir aracın/sürücünün neden olduğunu ispatlamıştır. Bu durumda kazanın tek taraflı olduğu, kazaya karışan başka bir aracın bulunmadığını ispat yükü, bunu iddia eden davalı taraftadır. Bu doğrultuda da; kaza tespit tutanakları, aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi delillerden olup aksinin de aynı derecede delil ile ispatlanması gereklidir. Somut olayda, kazaya plakası tespit edilemeyen bir aracın sebep olmadığı hususu davalı tarafça aynı nitelikte bir delil ile ispatlanamamıştır. Kaldı ki kazanın oluş şekli ve çarpma noktasının arkadan çarpma şeklinde olduğu gözetildiğinde kazanın varlığı hususu şüpheli de bulunmamaktadır.
    Buna göre kazanın varlığının ve kazaya, plakası tespit edilemeyen bir aracın sebep olduğunun aksi sabit oluncaya kadar sabit olan kaza tespit tutanağı ile ispatlandığı gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken, resmi delilin aksinin aynı derecede delil ile ispatı yönünde davalı tarafça herhangi bir delil de sunulmadığı halde mahkemece, sırf kazaya ilişkin beyanların yorumlanması suretiyle, kazanın varlığının ispatlanamadığına karar verilmesi, bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2019/908-2019/1939 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesine, Dairemiz karar örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 04/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara