17. Hukuk Dairesi 2020/4803 E. , 2021/2119 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 07.01.2019 tarihinde müvekkiline ait davalı nezdinde kasko sigortalı aracın, karıştığı çift taraflı kaza sonucunda pert olup hurdaya ayrıldığını, aracın rayiç değerinin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, davalı ... şirketinin yapılan başvuruyu aracın dava dışı sürücüsünün alkollü olması nedeniyle reddettiğini belirterek HMK"nın 109. maddesi kapsamında kısmi dava olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.001,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; yargılama sırasında talebini 70.000,00 TL"ye artırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince talebin kabulü ile 40.001,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline dair verilen karara her iki taraf vekilince itiraz edilmesi üzerine, itiraz hakem heyetince davalı vekilinin itirazının reddine, davacı vekilinin itirazının kabulü ile önceki kararın kaldırılmasına, talebin kabulü ile 70.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, İtiraz Hakem Heyetince 23.10.2019 tarihli ilk ara kararında ve 04.12.2019 tarihli 3. ara kararında bilirkişi ücretinin yatırılması konusunda davalı vekiline 3"er günlük kesin süre verildiği, ara kararların taraf
vekillerine aynı gün e-mail yoluyla tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 30. maddesinin 23. fıkrasında, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun hükümlerinin sigortacılıktaki tahkim hakkında da kıyasen uygulanacağı belirtilmiş, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nin tahkim usulüne ilişkin tebligatı düzenleyen 438. maddesinde de, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça tebligatın 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacağı düzenlenmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunun Elektronik Tebligat başlıklı 7/a maddesinde "Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır." hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, İtiraz Hakem Heyetince davalı vekiline kesin süreli ihtaratı içeren ara kararların e-posta yoluyla tebliği usule aykırı değil ise de, elektronik yolla yapılan tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılması gerekirken, İtiraz Hakem Heyetince, Elektronik Tebligat Kanunu hükümlerinin sigorta tahkim alanında uygulanmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin süresi içerisinde kesin sürenin gereğini yerine getirmediği ve delil ikamesinden vazgeçtiğinden bahisle itirazın reddine karar verilmesi hatalı görülmüş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedeninin kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 02/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.