Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1392 Esas 2021/2139 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1392 Esas 2021/2139 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/1392
Karar No : 2021/2139
Karar Tarihi : 02/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1392 Esas 2021/2139 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/1392 E.  ,  2021/2139 K.

    "İçtihat Metni"


    Asıl ve birleşen davada Davacı Kendi adına asaleten, ... ve ..."a velayeten ... ile davalı ...Ş, aralarındaki dava hakkında Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen 28/02/2017 gün ve 2015/619-2017/135 sayılı kararın Dairemiz’in 17/11/2019 gün ve 2017/2544-2019/10319 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; müvekkilinin murisinin sürücüsü olduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin davalı ... şirketi tarafından düzenlendiğini, meydana gelen tek taraflı trafik kazasında murisin hayatını kaybettiğini, müvekkilinin destekten yoksun kaldığını ileri sürerek, şimdilik 100,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Birleşen davada davacı vekili, davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün 03/10/2007 tarihinde, tek taraflı olarak yaptığı kaza neticesinde vefat ettiğini, bu nedenle öelenin eşi ve çocukları olan müvekkilleri ..., ... ve ..."ın desteğinden mahrum kaldığını, daha önce Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinde, ... tarafından fazlaya iişkin haklarını saklı tutarak 100,00 TL tazminat davası açıldığını, söz konusu davada verilen kararın Yargıtay tarafından bozulması sonrasında yargılamanın devam ettiğini ve bilirkişinin müvekkillerinin 80.000,00 TL talep edebileceğini mütalaa ettiğini, davalının bu zarardan sorumlu olduğunu, davaya ilişkin tüm delillerin Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında olduğunu belirterek, dava dosyasının Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/619 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, ... için 68.377,96 TL, ... için 5.761,02 TL, ... için 5.761,02 TL, toplam 79.900,00 TL"nin davalıdan ilk dava tarihinden itibaren yasal fazi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, asıl davada davanın kabulü ile 100,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz işletilmesine,birleşen davada davanın kısmen kabulü ile, 68.377,96 TL Eş ... için, 5.761,02 TL ... için, 5.761,02 TL ... için olmak üzere toplam 79.900,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, dava tarihi olan 10.05.2016 tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz işletilmesine karar verilmiş, hükmün birleşen dava yönünden davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz’in 17/11/2019 gün ve 2017/2544-2019/10319 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi talebinde bulunulmuştur.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
    2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
    Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Davalıya davadan önce başvuru yapılmadığı anlaşılmakla, davalı, dava tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak dava tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, davacılar eş ..., çocuklar ... ve ... için davalı yönünden faiz başlangıcının asıl ve ek davaya konu edilen kısım yönünden asıl dava tarihi (05.10.2012) olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun (HUMK) 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile hüküm fıkrasının B-l.bendindeki"10.05.2016"ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "05.10.2012" ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aynı Yasanın 442. maddesi uyarınca 520,95 TL para cezasının davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydettirilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 10,30 TL kalan red harcının karar düzeltme isteyen davacılardan alınmasına, 02/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara