Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/159 Esas 2020/1621 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/159 Esas 2020/1621 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/159
Karar No : 2020/1621
Karar Tarihi : 18/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/159 Esas 2020/1621 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/159 E.  ,  2020/1621 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen yerel mahkeme kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 18/10/2018 tarih ve 2017/1102-2018/2187 E-K sayılı karar ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesince, kesin karara karşı yapılan temyiz başvurusunun reddine, dair verilen 19/11/2018 tarihli ek kararın Yargıtayca incelenmesi süresi içinde davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, davalı ... şirketine ... poliçesi ile sigortalı olan aracın 12/06/2014 tarihinde asli kusurlu olarak müvekkilinin sevk ve idaresindeki araca çarpması neticesinde çift taraflı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada müvekkilinin sürekli şekilde sakat kaldığını belirterek müvekkili için şimdilik 3.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, Adli Tıp Kurumunun 06/01/2016 tarihli raporunda kazanın maluliyete neden olacak düzeyde araz bırakmadığının anlaşıldığı ve poliçe kapsamında tazmine konu zarar unsurunun gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince; 6100 sayılı HMK."nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin esastan reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesince, kesin karara karşı yapılan temyiz başvurusunun reddine karar verilmiş, 19/11/2018 tarihli ek kararın Yargıtayca incelenmesi süresi içinde davacı vekili tarafından istenilmiştir.
    1-Bölge Adliye Mahkemesince, 19.11.2018 tarihli ek karar ile, Daire kararının miktar itibari ile kesin olması nedeni ile davacı tarafın temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekili, dava açarken fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik kaydı ile 3.000,00 TL için dava açmış ve gerek müvekkilinin sürekli sakatlık oranı gerekse tazminat miktarının bilirkişiler tarafından hesaplanmasını talep etmiştir.Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesinin, temyiz başvurusunun reddine dair ek kararının kaldırılarak davacının temyiz incelemesine geçilmesine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, "haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan" mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Maluliyete ilişkin alınacak raporların; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
    Somut olayda; ATK tarafından "Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği"ne göre düzenlenen ve hükme esas alınan 06.01.2016 tarihli rapor ile; davacının maluliyeti bulunmadığı belirtilmiş, davacı vekili 29/02/2016 tarihli dilekçesiyle rapora karşı itiraz ederek, müvekkilinin kazada başına darbe aldığını, zeka geriliği problemi yaşadığını, 06/01/2016 tarihli raporda müvekkilinin beyninin gri beyaz cevher ayrımında silinme ve dansite azalmasının mevcut olduğu belirtilmesine rağmen psikolojik muayene yapılmaksızın rapor verildiğini, müvekkilinin arazlarının halen devam ettiğini, ayrıca unutkanlık ve koku alamama şikayetlerinin de bulunduğunu, 14/09/2016 tarihli muayene sonucu düzenlen nöropsikolojik değerlendirme raporunda, davacı müvekkilinin idrak, dikkat ve tespit hafızasının (görsel fonksiyonlarının) aşağı vasat seviyede olduğunun belirtildiğini, öne sürerek ek rapor alınmasını talep etmiştir.
    Kaza tarihi olan 12.06.2014 tarihinde Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği yürürlükte olup, hükme esas alınan ATK raporu ise, kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenmiştir.
    Yukarıdaki açıklamalar, dosya kapsamındaki tedavi evrakı, sair raporlar ve belgeler de dikkate alındığında 06.01.2016 tarihli ATK raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmıştır.
    Bu durumda, mahkemece ATK Genel Kurulundan, kaza tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğe göre ve davacı vekilinin itirazlarını da karşılar nitelikte, ayrıntılı ve denetime elverişli şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin 19.11.2018 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının ilk derece Mahkemesine, Dairemiz karar örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara