Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2828 Esas 2020/1249 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2828 Esas 2020/1249 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/2828
Karar No : 2020/1249
Karar Tarihi : 11/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2828 Esas 2020/1249 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/2828 E.  ,  2020/1249 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... ve vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.02.2020 Salı günü davalı ... ve vekili Av. ... Serek geldi. Davacı ve diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... ve vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, borçlu ... Emlak Yapı İnş. Gıda Turz. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını,borçlu şirketin alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazlarını diğer davalılara devrettiğini belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemenin, davanın reddine ilişkin ilk kararı, dairemizin 28.02.2017 tarih 2014/19574 Esas 2017/2122 Karar sayılı ilamı ile diğer temyiz itirazlarının reddine, 1 nolu bağımsız bölümün borçlu tarafından ..."a devredildiğinden, anılan şahsın davaya dahil edilmesi sağlanarak, İİK"nun 277 ve devamı madde koşullarının araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi
    gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir
    Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır ( İİK.md.281 ). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir ( Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır. İİK.nun 282. maddesi gereğince de iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
    Somut olay gelince, dava konusu 1 nolu bağımsız bölüm 27.04.2012 tarihinde davalı ...’a satılmıştır. Taşınmazın tapudaki satış bedeli 7.000,00 TL olup bilirkişi satış tarihindeki raiç değeri 101.720,00 TL olarak belirlemiştir. Ancak davalı ... taşınmazın aslında gelini ... için alındığını ve paranın ondan geldiğini belirtmiştir. Gerçekten de torunu ... hesabından aynı gün 50.000,00 TL çekilmiştir. Satış günü bankadan çekilen bu paranın taşınmaz için çekildiği kabul edildiğinde toplam 57.000,00 TL ödeme yapıldığı kabul edilmeli bu halde ise bedel farkı olmadığı açıktır. Davalı ...’ın borçlu ile yakınlık ve tanışık olduğu yada İİK’nun 280/1 maddesi gereğince borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu da ispat edilmemiştir. Davalı ... ise
    borçlunun değil üçüncü kişi Sultan’ın gelini olup, borçlunun mali durumunu bildiği konusunda somut bir delil bulunmamaktadır. Kayınvalidesi Sultan’ın borçlunun mali durumunu bildiği ispatlanmadığına göre dördüncü kişi anılan şahsın gelini olarak borçlunun durumunu bildiğinden söz edilemez.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirilerek 1 nolu bağımsız bölüm ile ilgili davanın da reddine karar verilmesi gerekirken hatalı yorum ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 2.540,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."a verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine, 11/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara