Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/3496 Esas 2020/1399 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/3496 Esas 2020/1399 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2017/3496
Karar No : 2020/1399
Karar Tarihi : 13/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/3496 Esas 2020/1399 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/3496 E.  ,  2020/1399 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair hüküm taraf vekillerince yasal süresi içerisinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya kasko poliçesi ile sigortalı aracın müvekkili şirketin temsilcisi ... tarafından iş için..."a götürüldüğünü, burada aracın arıza yapması üzerine aracı servise götürdüğünü, gerekli yedek parçanın..."da bulunmaması sebebiyle aracını serviste bırakarak yedek parça temini için Türkiye"ye döndüğünü, bu dönemde 16.01.2012 tarihinde aracın... isimli şahıs tarafından çalındığını ve kazaya karıştığını, müvekkili tarafından araçta oluşan hasarın davalıdan talep edildiğini, ancak davalının kaza anında sürücü..."nin alkollü olması nedeniyle ödeme yapmayı reddettiğini, oysa aracın çalınmasında müvekkiline atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığını ileri sürerek 213.193 TL madddi tazminatın kazadan 45 gün sonrasından itibaren başlayacak ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, poliçeye göre aracın belge karşılığında otopark, sevis, tamirhane gibi işletmelere bakım, onarım, gözetim amacı ile bırakılan araçların ilgili işletmeden çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi sonucu meydana gelecek ziya ve hasarların teminat kapsamında olduğunu, davacı yanın bu klozun işlerlik kazanabilmesi için aracın belge karşılığında tamirhaneye bırakıldığını ispat etmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemenin davanın reddine dair ilk kararı, Dairemizin 19.04.2016 tarih 2014/9349 Esas 2016/4976 karar sayılı ilamı ile davacı aracının serviste iken araç anahtarlarının ele geçirilmesi suretiyle çalındığı ve zararın teminat kapsamında olduğu bu nedenle işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi nedeniyle bozulmuş, bozmadan sonra, mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 124.000-TL tazminatın 29/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    1-Davacı vekili dava dilekçesinde; davaya konu kaza nedeni ile aracın kaza mahallinden yükleme ve nakliyesi, kaza tarihinden başlayan ve aracın kullanılmasından kaynaklanan davacı şirket zararı, park ve muhafaza masrafları adı altında 50.000 TL talep etmiştir. Mahkemece gerekçesi belirtilmeden davacının fazlaya ilişkin talebi reddedilmiştir. Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin poliçe kapsamında bulunup bulunmadığı, ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilip edilmediği gözetilip, gerekçesi belirtilmek suretiyle, davacının bu zarar kalemlerine ilişkin talep hakkı bulunup bulunmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken gerekçesi belirtilmeksizin talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    2-Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.3.1.2.1 maddesi hükmü uyarınca, "Onarım masrafları, sigortalı taşıtın, rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabul etmez ise taşıt tam hasara uğramış sayılır. Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği taktirde sigortacının malı olur."
    Buna göre, davalı ..., meydana gelen hasar bedelini tamamen poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup, sigortalı araç hurdasını sigorta ettiren kendisine verilmesini istemedikçe, sigortacı tarafından, araç hurdası sigorta ettirenin uhdesinde bırakılıp, hurda bedelinin tazminattan indirilmesi olanaklı değildir. Mal sigortalarından olan Kasko sigortasında aslolan amaç zarar bedelinin tamamen karşılanmasıdır. Hasarlı aracın kimin uhdesinde kalacağı hususunda sigortalıya seçimlik hak tanınmıştır. Sovtajın sigortalı tarafından talep edilmemesi halinde, sigortacıda kalacağı anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, mahkemece alanında uzman bilirkişi tarafından hazırlanan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda; aracın hasar bedeli hesaplanmış bu bedel aracın rayiç değeri ile karşılaştırılarak aracın tamirinin ekonomik olmadığı sonucuna varılmıştır.
    Yukarıda belirtilen düzenlemeler ışığında mahkemece, sovtajın kimde kalacağı konusunda davacının açık beyanı alınarak, sovtajı istememesi halinde şimdiki gibi karar verilmesi, aksi takdirde (sovtajı istediği takdirde) hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen aracın rayiç değerinden, sovtaj (aracın hasarlı haldeki değerinin) bedelinin mahsubu ile gerçek zarar miktarına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davacı ile davalıya geri verilmesine, 13.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara