Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3290 Esas 2021/1312 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3290 Esas 2021/1312 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/3290
Karar No : 2021/1312
Karar Tarihi : 15/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3290 Esas 2021/1312 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/3290 E.  ,  2021/1312 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından talep edilmiş, davalı ... vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 02.02.2021 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... geldi. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; davalı ..."un müvekkile olan borcu nedeniyle 01.06.2016 tanzim tarihli 01.08.2016 vade tarihli 150.000,00 TL tutarındaki bono nedeniyle davalı borçlu ... hakkında Kocaeli 7. İcra Müdürlüğünün 2017/1432 numarasıyla icra takibi başlatıldığını, borçlunun üzerine kayıtlı hiçbir malvarlığı olmadığı için 06.04.2017 tarihinde borçlunun evinde yapılan hacze ilişkin tutanakta haczi kabil mal bulunmadığı belirtilerek bu haciz tutanağı ile borçlu hakkında geçici aciz vesikası düzenlendiğini ancak borçlunun dava konusu taşınmazını 15/11/2016 tarihinde ..."a devrettiğini, diğer taşınmazını ise ..."a devrettiğini, yine diğer taşınmazını da davalı ...’e devrettiğini belirterek borçlunun alacaklılardan mal kaçırma gayesi içerisinde olduğunu, borçlu ile işlem yapan 3. kişilerin de bu durumu bildiklerini belirterek davaya konu
    taşınmazların satışına ilişkin tasarrufların iptali ile davacıya taşınmazlar üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalı ...; davacı ile ... arasındaki alacak ilişkisinden haberdar olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili; davacının aciz belgesine sahip olmadığını, muvazaa olgusunun gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili; dava dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, taşınmazı emlakçı vasıtası ile satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalılar ... ve ... bakımından davanın reddine, davalılar ... ve ... bakımından davanın kabulü ile bu davalılar arasında yapılan ... İli, ... İlçesi, ... köyü 166 ada 8 parsel sayılı taşınmaza yönelik tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya Kocaeli 7. İcra Müdürlüğünün 2017/1432 sayılı takip dosyasındaki alacağını ferileri ile karşılayacak şekilde İİK"nın 283/1 maddesi uyarınca cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... tarafından istinaf edilmiştir.
    Sakarya Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ..."ın istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/05/2019 tarih ve 2017/66 esas, 2019/106 sayılı kararının HMK"nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davalı ... hakkındaki davanın reddine, davanın kabulü ile davalılar ... ile ... arasında gerçekleştirilen ... ili, ... ilçesi, ... köyü 166 ada 8 parsel sayılı taşınmazın satışına ilişkin ve davalılar ... ile ... arasında gerçekleştirilen ... ilçesi, ... köyü, 127 ada 87 parsel sayılı taşınmazın satışına ilişkin tasarrufların iptaline, davacıya Kocaeli 4.İcra Dairesinin 2017/1327 sayılı dosyasındaki alacak ve ferileri bakımından anılan taşınmazlar üzerinde haciz ve satış yetkisi tanınmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Bölge Adliye Mahkemesince 13/07/2020 tarihli ek karar ile davalı ... vekilinin kendisine tanınan kesin süre içerisinde nispi temyiz harcını tamamlamaması nedeniyle
    HMK"nun 366 maddesi yollaması ile 344 maddesi gereğince davalı vekilinin temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş bu ek karar davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
    6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 434/3.maddesi; temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödeneceğini, bunların eksik olduğunun tesbiti halinde kararı veren hakim veya mahkemenin başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içerisinde tamamlanacağını, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususunun temyiz edene bildirileceğini ve verilen süre içerisinde tamamlamadığı takdirde kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verileceğini hükme bağlamıştır.
    Bu hüküm uyarınca gönderilen muhtıranın, hukuki sonuç doğurabilmesi usulünce düzenlenmesine bağlıdır.
    Mahkemece, davalı ... vekiline eksik temyiz giderlerinin tamamlanması için çıkarılan muhtırada masrafın yatırılacağı yer tereddüde yol açmayacak şekilde “mahkeme veznesi” olarak gösterilmesi gerekirken “dosyamıza yatırılması” ibaresi kullanılmıştır.
    Oysa ki, bir işlemin tamamlanması ancak o işlemin yapılacağı merci önünde olur. Mahkemenin muhtıra yazısı bunu sağlamaya yeterli olmayıp, temyiz edeni yanıltacak mahiyettedir. Bu nedenle muhtıra geçersiz olup, daha sonra davalı ... vekili tarafından yatırılması gereken temyiz harcı tamamlanmıştır. Buna göre; geçersiz muhtıraya istinaden kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmesi isabetli görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi’nin 13/07/2020 tarihli ek kararının kaldırılarak davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmiştir.
    2-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekili ve davalı ... Kararslan tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesince verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İptal davasından maksat, İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu davanın ön koşulu ise, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut olayda; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, 153 ada, 37 parsel sayılı taşınmaz 10/08/2016 tarihinde davalı borçlu ... tarafından davalı 3.kişi ...’e devredilmiş olup, yargılama sırasında tanık olarak dinlenen davalı 3.kişi ...’in eşi ...; davalı borçlu ..."un çalıştığı firma için, kendisinin çalıştığı firmadan elektrik malzemeleri satın aldığını ve bu nedenle tanıdığını beyan etmiştir. Dosya kapsamından davalı borçlu ...’un çalıştığı şirketin kendisine ait olup olmadığı aynı şekilde davalı 3.kişi ...’in eşi ...’in elektrik malzemeleri satan şirketinin olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda, kendilerine ait şirketlerin olup olmadığı, varsa bu şirketler arasında bir ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı hususları araştırılarak sonucuna göre davalı 3. kişi ...’in
    davalı borçlunun İİK. 280. madde kapsamında alacaklıya zarar verme kastıyla taşınmazını sattığını bilebilecek kişilerden olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin ek karara ilişkin temyiz itirazların kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin 13/07/2020 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine, kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 3.050,00 TL vekalet ücretinin davalı ..."dan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 64,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 15/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara