Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1708 Esas 2021/1240 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1708 Esas 2021/1240 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/1708
Karar No : 2021/1240
Karar Tarihi : 11/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1708 Esas 2021/1240 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi         2020/1708 E.  ,  2021/1240 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 09.02.2021 Salı günü davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, ZMMS poliçesi Axa Sigorta A.Ş. tarafından tanzim edilmiş sürücüsü %100 kusurlu ...plakalı araç ile başvurana ait ... plaka sayılı tankerin 03.09.2014 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası neticesi uğramış olduğu ve ZMMS teminat limitleri üstünde kalan hasar bedeli, değer kaybı, çekici ve kurtarıcı masrafları ile ekspertiz ücreti talebine ilişkin 100.000,00 TL"nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili söz konusu başvurunun haksız ve yersiz olduğunu beyan ederek talebin reddini talep etmiştir.
    Hakem heyetince toplanan delillere göre başvurunun kısmen kabulü ile 74.787,51 TL zararın 25.12.2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte Axa Sigorta A.Ş."den alınarak başvuru sahibi...Otomotiv Akaryakıt Gıda İnş. San. ve Tic. A.Ş."ne ödenmesine, başvurunun 25.212,49 TL"lik kısmının reddine, karar verilmiş, söz konusu karara karşı davalı ...Ş. tarafından Uyuşmazlık Hakem Heyetine itiraz edilmiş, itirazın reddedilmesi sebebi ile hüküm temyiz edilmiş Dairemizin 27.06.2018 tarihli 2017/5249 Esas-2018/6478 Karar sayılı bozma kararına uyularak 05.02.2019-2016/İHK-298 sayılı kararla itirazın reddine dair karar, davalı ... AŞ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Anayasanın 35. ve 36. maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesi uyarınca, taraflar dinlenilmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Aksi halde savunma hakkı kısıtlanmış olur.
    7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 11., Avukatlık Kanunu"nun 41. ve 6100 sayılı HMK.nın 71 ve devamı (1086 sayılı HUMK.nın 62., 68. maddeleri) maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.
    Davalı ...Ş. vekili tarafından davaya cevap dilekçesi ve ekinde usulüne uygun olarak düzenlenen vekaletname sunulmasına karşılık Dairemizin bozma kararı sonrası bilirkişi raporu alınmasını teminen bilirkişi ücreti yatırılması için alınan ara karar maille davalı asile yapılmıştır. Vekille takip edilen davalarda, tebligatın vekile yapılması zorunlu olup davalı asile tebliğ edilerek savunma hakkının kısıtlanması doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
    Kabule göre, davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda (HUMK"nda) gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut değildir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 114/g maddesinde ise, gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.
    HMK’nın harç ve avans ödenmesi başlıklı 120. maddesinde;
    (1)Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
    (2)Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” hükmü getirilmiştir.
    Öte yandan, mülga 1086 sayılı HUMK"nın 163. maddesi ile 6100 sayılı HMK"nın 94. maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her iş için yatırılacak ücretin hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir. Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. Bazı hallerde kesin sürenin kaçırılması, o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, davanın kaybedilmesine neden olmaktadır. Böyle bir durumda, geciken adaletin adaletsizlik olduğu düşünülerek, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu cümleden olarak, kesin sürenin amacına uygun olarak kullanılması ve yeterli uzunlukta olmasının yanı sıra, tarafların yargılamadaki tutumları ile süreye konu işlemin özelliğinin de göz önünde bulundurulması gerekir. (Benzer ilkelere YHGK’nun 18.02.1983 gün 1980/1-1284, 1983/141; 22.11.1972 gün 8/832, 935; 13.10.2010 gün 2010/17-510-485; 28.04.2010 gün 2010/2-221-241 ve 28.03.2012 gün 2012/19-55-2012-249 sayılı kararlarında da değinilmiştir).
    Yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde somut olaya bakıldığında; hakem heyetince Dairemizce gerekçeli karar ile bilirkişi raporu ve gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderilmesi için üçlü makine mühendisinden alınacak rapora göre hüküm kurulması için gerektiğini belirten bozma ilamı üzerine itiraz hakem heyetince mail yoluyla verilen ara kararı üzerine davacıya bilirkişi ücreti yatırması için verilen üç gün süre yukarıda açıklanan yasada aranan koşullarına da uygun değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 3.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 11/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara