Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/12462 Esas 2021/1790 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/12462 Esas 2021/1790 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/12462
Karar No : 2021/1790
Karar Tarihi : 23/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/12462 Esas 2021/1790 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/12462 E.  ,  2021/1790 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacılar vekili; sürücüsü davalı ..., maliki ... olan .... Sigorta A. Ş. tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan kamyonet ile sürücüsü ... olan motosikletin çarpışması neticesinde davacıların çocukları motosiklette bulunan sürücü ... ve yolcu ..."in vefat ettiğini belirterek destek ..."in annesi ... için 1.000,00"er TL maddi tazminatın; annesi ... ve babası ... için 20.000,00"er TL, kardeşi ... için 10.000,00 TL manevi tazminatın; destek ..."in Nedime ve babası ...için 1.000,00"er TL maddi tazminatın; annesi ... ve babası ... için 20.000,00"er TL, kardeşi ... için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı ... yönünden sadece maddi tazminat için poliçe teminat limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacılar vekili; 01/04/2014 havale tarihli dilekçesiyle dava değerini ..."in annesi ... için 21.609,73 TL, baba ... için 19.546,20 TL olarak; ..."in annesi ... için 10.096,68 TL, babası ... için 11.717,29 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı .... vekili; davalı şirketin sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat talebinin poliçe teminatı dışında olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar ... ve ... vekili; davalının bir kusurunun olmadığını, ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını, maddi tazminat talebinin yersiz, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına görede davanın kısmen kabul kısmen reddine davacı anne ... için taleple bağlı kalınarak 21.609,73 TL maddi tazminatın (... ve ... 6.482,92 TL maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacı baba ... için taleple bağlı kalınarak 19.546,20 TL maddi tazminatın (... ve ... 5.863,86 TL maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan alınarak davacıya verilmesine anne ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın kabulüne, 15.000,00 TL manevi tazminat isteminin reddine, baba ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın kabulüne, 15.000,00 TL manevi tazminat isteminin reddine, kardeş ... için 2.000,00 TL manevi tazminatın kabulüne, 8.000,00 TL manevi tazminat isteminin reddine, davacı Anne ... için 5.631,40 TL maddi tazminatın (... ve ... 3.029,00 TL maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, baba ... için 6.160,91 TL maddi tazminatın (... ve ... 3.515,19 TL maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, anne ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın kabulüne, 15.000,00 TL manevi tazminat isteminin reddine, baba ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın kabulüne, 15.000,00 TL manevi tazminat isteminin reddine, kardeş ... için 2.000,00 TL manevi tazminatın kabulüne, 8.000,00 TL manevi tazminat isteminin reddine, kabul edilen manevi tazminatların davalılar ... ve ..."den alınarak davacıya verilmesine, kabul
    edilen maddi ve manevi tazminatlara 30/03/2009 tarihinden itibaren geçerli yasal faiz uygulanmasına, davalı ... Şirketinin maddi tazminatlardan poliçedeki limitle sınırlı olarak ve maddi tazminata dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasal faizden sorumlu olmak kaydıyla karar verilmiş; hüküm davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisinde, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin inceleme yapılmasının mümkün olmamasına göre davalı ... AŞ vekilinin aşağıdaki 2 ve 3 nolu bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
    Bilindiği üzere Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
    Daire’mizin 17.04.2017 tarih ve 2014/22744 Esas ve 2017/4036 karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
    Bozma ilamında; dosya kapsamından ölen yolcu ..."in beyin kanaması, sürücü ..."in boyun ve kaburga kırığına bağlı solunum yetmezliğinden hayatını kaybettiği anlaşılıyor olup, yine ceza dosyasındaki bu husustaki maddi olgular da gözetilerek araca kasksız binmekle müterafik kusurlu olup olmadığının ve maddi tazminattan indirim gerekip gerekmediğinin tartışılması, müterafik kusur oluşturduğunun kabul edilmesi halinde 818 sayılı BK.nun 44.maddesi uyarınca tazminattan %20 oranında indirim yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yapılan yargılama sonucunda gerekçede, kaza sırasında sürücü Ozan Genç"in kask taktığı, ..."in ise kask takmadığı bu nedenle ..."in..."in müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek tazminattan %20 oranında indirim yapılmasına karar verildiği halde hüküm kısmında gerekçe ile çelişkili olarak ..."in mirasçıları ... ve ... lehine hükmedilen tazminattan %20 müterafik kusur indirimi yapılmadan tazminata hükmedilmesi usul hükümlerine aykırılık oluşturmuştur.
    Bu durumda dosya içeriğinden yolcu ..."in seyehat sırasında kask takmadığı sabit olduğuna göre, davacılar ... ve ..."in mahkemece verilen ilk kararı temyiz etmediği ve bozma ilamının kapsamında belirtilen yönler dışında, bozma öncesi alınan hesap raporunda belirlenen zarar yönünden davalı ... lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alındığında, davacıların ıslah ile talep ettiği (Yolcu ..."in annesi ... için 21.609,73 TL, babası ... için 19.546,20 TL) tutar üzerinden %20 müterafik kusur indirimi yapılıp hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    3-Mahkemenin Dairemiz bozması öncesindeki, davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik kararına karşı davacılar vekili temyiz yoluna başvurmamıştır. Hükmün bozma kapsamı dışında kalan yönleri, temyiz süresinin sona erdiği tarihte kesinleşmiştir. Bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada, kesinleşen kısımlar hakkında hüküm kurulamaz. Yalnızca bozulan kısımlar hakkında inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekir. Mahkemenin ilk kararı davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizce davacılardan Nedime ve ... lehine hükmedilen tazminatta davalı ... Şirketinin dava dışı
    sigortalısının %30 oranında kusurlu olduğu ve sigorta şirketinin de haksız fiilden bu kusur oranında sorumlu olduğu, hesaplanan tazminattan murisin %70 kusuru oranında indirim yapılması gerektiği gerekçesi ile davalı sigortanın temyiz itirazı kabul edilmiştir. Mahkemece bozma sonrası alınan aktüer raporunda güncel verilere göre yapılan hesaplama sonucu bulunan zarara göre davacılar Nedime ve Orhan desteğinin %70 kusuru indirilerek karar verilmiştir. Davacı tarafın, ilk hükmü temyiz etmediği bozma ilamının kapsamında belirtilen yönler dışında bozma öncesi alınan hesap raporu yönünden davalı ... lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeden, bozma öncesi tespit edilen zarar üzerinden davacılar(Nedime ve Orhan) desteğinin %70 kusurunun indirilerek hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile güncel verilere göre yapılan hesabın dikkate alınarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı .... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ye geri verilmesine, 23/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara